Melekler Gölü. İlk defa bu kadar sakindi. Değişik bir huzur vardı bugün. Blizz. kalabalığı hiç sevmezdi zaten. Bir ağacın altına oturdu ve gölü izlemeye başladı. Yakında Hogwarts açılacaktı. Gerçek evine geri dönüyordu.. Göl, mavi ve yeşil renklerinin birbirine en çok yakıştığı yerde buluşmuştu sanki. Dingin bir su. Dalga yok. Sadece sevimli su yaratıklarının çıkardığı güzel sesler ve onların hareketleri var gölde. Bir de iç gıcıklatıcı bir huzur. Blizzard asasını çıkarttı. Ufak tefek büyüler yapıyordu kendince. Bu anın hiç bitmemesini istiyordu.. Sonra asasını çıkartıp hatırladığı bir büyüyü yapmak istedi. Sessizce"Aresto Momentum" diye fısıldadı. Zaman yavaşlamıştı artık. Bu an daha uzun sürecekti. Etrafına bakıp, Hogwarts'ın açılacağı günü düşünmeye başladı. 1. sınıflar gelecekti, Seçmen Şapka'nın töreni olacaktı. Mutfakta Ev Cinlerinin hazırladığı leziz yemekleri yiyecek ve arkadaşlarıyla yeniden görüşecekti.
Gülümsedi yavaşça. Sihir Tarihi ile ilgili bir kitap çıkarttı. Sürekli etraflarında gördükleri şeylerin tarihinin nereye dayandığını anlatan bir kitaptı bu. Ollivander ailesinin asa yapımına 382 yılında başlaması veya süpürgeyle havada durmaya yarayan büyülerin, dolayısıyla ilk uçuş denemelerinin 962 yılında ortaya çıktığı gibi güzel bilgiler vardı. Bu ilk uçuş denemelerinin kaydı Alman el yazısıyla bir yan sayfada verilmişti. Blizzard bunları okurken yanına ıhlamur yeşili renginde çok canlı renkleri ve uzun tüyleri olan bir kuş kondu. Burada bu yaratıklardan görmek çok mümkündü. En huzurlu yerlerden birisi burasıdır çünkü. Gizilgenler bile burada saklanmaya çoğu zaman gerek duymazlardı. Bu kuş bir Fwooper'dı. Blizzard bu kuşların şarkılarının şu anda olduğu gibi başta kulağa çok hoş gelse de, daha sonraları dinleyenleri çıldırtabileceğini okumuştu. Bu şarkıların yararlı olduğunu iddia eden ve bunun için Sihir Bakanlığına direten Uric adında bir büyücü bakanlığı ikna edememişti. Bunda duruşmalara sırtında ölü bir porsukla gelmesinin de payının olduğuna inanılırdı. Blizzard, çıldırmamak için Fwooper'a istemeyerek de olsa susturma büyüsü yapmak zorunda kalmıştı.
Etrafına bakındı. Daha huzurlu bir gün olabilir miydi? Yavaş yavaş aileler gelmeye başlamıştı. Bu da Blizz.'in gitme vaktinin geldiğini gösteriyordu. Ama hiç ayrılmak istemiyordu da buradan...
Konu: Sessizlik 
Ptsi Tem. 18, 2011 4:31 pm