Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 D'angelo Volterus

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
D'angelo Volterus




Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 03/09/11

Özel
Rp Puanı:
D'angelo Volterus Left_bar_bleue72/100D'angelo Volterus Empty_bar_bleue  (72/100)

D'angelo Volterus Empty
MesajKonu: D'angelo Volterus   D'angelo Volterus Icon_minitimeC.tesi Eyl. 03, 2011 9:23 am

Mükemmel bir hava vardı dışarıda hatta o kadar güzeldi ki herkesin hareketleri bu havanın etkisiyle değişmişti. Herkes derslerden bıkmış bir şekilde dolanıyorlardı etrafta, öğrencilerin büyük bir kısmı Quidditch maçlarının başlamasını beklerken diğer bir kısmı ise sadece kendisini buradan dışarıya atmak ağaçların altında arkadaşlarıyla konuşmak istiyordu. Haksızda değildi hiç kimse, böyle bir havada Hogwarts Gölü'nün sakinleri bile su yüzeyine yakın gezip etrafı inceliyorlardı. Suyun yüzünde oluşan o ilginç ama bir o kadarda suyla bütünleşmiş yaratıkları görmek insanın içine hem korku hem de merak aşılıyordu. Criss bir keresinde onlara selam vermişti ama karşılığında aldığı cevap suyun yüzeyindeki siluetlerin oradan kaybolması olmuştu.

Bu havada Criss'i derse getirmek en azından en yakın arkadaşı için bir işkenceye dönüşmüştü. Koca ahşap kapı sonuna kadar açılmış odanın içine göz gezdirdi. Ahşap sıralar birbirine girmiş bir şekilde düzenlenmişti ve işte bu yüzden içerideki bir avuç insan bile birlikte durdukları için büyük bir toplulukmuşçasına göze batıyorlardı. Criss bir elini arkadaşının omzuna atmış diğer elindeyse bir kaç kitap ile içeriye girmişti. Yüzünde ki o tatlı gülümseme ile yanındaki daha ciddi olan arkadaşına bir şeyler anlatıyor ve gülüyordu. Hatta o ciddi arkadaşının -Craig'in- bile arada sırada güldüğü oluyordu. İçeri girdikleri anda çoğu göz onlara kaymıştı, Criss bu durumdan hoşnut olduğundan etraftakilerin çoğunu selamladı ve herkesin arkasındaki sıralara arkadaşı ile birlikte oturdular. Criss büyüyle kağıttan bir ejderha yaptı buna Japonların origami dediğin duymuştu, tabi büyüyle yapılan daha bir başarılıydı. Onun tam başına asasıyla can verir gibi dokundu ve asa hareketleriyle onun havada uçuşunu sağladı.

Kağıttan yapılmış olan ama yinede oldukça mistik görünen beyaz ejderha havada uçarak herkesin arasında dolaşıyor ve bir kaç Slytherin öğrencisinin üzerinde ağzından kağıtlar çıkarıyordu. Birçok Gryffindor öğrencisi ve diğer sınıflardan bazı öğrencilerde bu olaya gülmüşlerdi. Criss'in her zamanki numaralarından bir tanesiydi aslında bunu ilk defa yapsa da bu tür şeyler yapmayı severdi ve herkes de Criss'i sevdiğinden -Slytherinliler dışında- bu oldukça eğlenceli oluyordu. "Dostum gerçektende şu yılanlar tıslamaktan başka bir şey bilmiyorlar baksana" dedi üstlerine kusarcasına kağıt dökülen Slytherin grubu sadece kötü kötü onlara bakıyor asalarıyla havada hızlıca uçan ejderhayı yok etmeye çalışıyorlardı ama isabet ettiren olmamıştı ve bir profesörün odasında olduklarından da fazla tepki gösteremiyorlardı ejderhaya karşı.

Profesör içeriye girmişti ve sıraların arasından geçerken konuşmasına da başlamıştı. Ejderha yanarak Slytherinlilerin kafasına küllerini döktü. Bir kez daha Criss'e lanet okusalar da bunu gören bir kaç öğrencinin belli belirsiz gülümsediği açıktı. Profesör konuşurken sıraların etrafında dolaşıyordu ama cümlelerinin sonuna geldiğinde kendisini sınıfın ortasındaki boşlukta bulmuştu. Ardından Profesör tekrar ahşap sıraların arasında gezinmeye başladı sanki birisini arıyormuşçasına da herkese göz gezdiriyordu. Tamda Criss'in oturduğu sıranın yan sırasında bulunan Ravenclawlu ve halinden oldukça mutsuz bir öğrenciyi seçmişti Profesör asasını yavaş bir şekilde çıkardı ve çocuğun yanına geldiğinde büyülü sözleri söyledi. Yüzüne vuran Hufflepuff sarısı renk ile çocuk Dünya'ya dönmüş gibi aptal bir şekilde sırıtarak etrafına bakındı. Bütün sınıf ona laf atıyordu ama çocuk hiç birini umursamıyor gibiydi, "Bu çocuk tam bir kaybeden dostum." dedi Criss acımayla karışık çocuğun sapsarı yüzüne bakarken Craig'de onaylarcasına başını salladı.

Profesör tekrar konuşmaya başladığında onlara yapacakları şeyi anlatıyordu. Biraz önceki büyüsü ve bununla ne yapılacağını anlatıyordu. Criss'in sevdiği uygulamalı bölümlerin geldiği apaçık ortadaydı bu yüzden yerinde doğrulup yüzünde bir gülümseme ile Profesörünü can kulağıyla dinlemeye ve hareketlerini izlemeye koyuldu. En sonunda belirtilen iki taraftan birine eşi ile birlikte geçmesi gerektiğini fark etmişti tabi ki oraya Craig ile birlikte gitmeyecekti bunu hiç düşünmemişti de zaten Criss daha çok güzel veya şirin bir kız ile bunu denemek istemişti. Yerinden fırlayarak sağ tarafta beklemeye başladı, kısa bir süre sonra yanında sınıfın neredeyse yarısı yer almıştı. Kendisini hangi anının beklediğini biliyordu ama aklını bundan uzaklaştırmaya çalıştı. Ve o olay sanki pusuda bu anı bekliyormuş gibi beyninde canlandı..

------

Dört küçük çocuk hiç alışılagelmedik bir şekilde birbirlerine ellerindeki sopaları sallıyorlardı. Bu gerçektende komik bir şeydi, en azından muggle denen büyü yeteneğinden yoksun kişiler bunu saçma buluyordu. Onların dünyasında büyü diye bir şey sadece masallarda vardı ve birbirlerine sopalarla büyü yapmaya çalışan insanlara da pek normal gözüyle bakılmazdı. Neyse ki onlar henüz on bir yaşlarında ki gençlerdi. Gece artık karanlığıyla bütün bir sokağa bir örtü gibi serilmişti. Çocuklardan siyah saçlı olanı elinde küçük değneğiyle sarı saçlı çocuğun arkasında bitivermişti. Asasını onun sırtına dayarken "Yakalandın, kötü büyücü." dedi sesinde ki gurur seziliyordu. Kahverengi saçlı bir başka çocuk ise saklandığı eski püskü ve boyası aşınmış bir duvarın yanından çıkarak asasını seherbaz rolünü almış diğer ufak tefek çocuğun boynuna dayamıştı. İkisi birlikte siyah saçlı ve sarı saçlı arkadaşlarının bulunduğu yere gittiklerinde "Arkadaşını canlı görmek istiyorsan benimkini bırak pis seherbaz." gülmemek için kendisini zor tutuyor gibiydi.
Siyah saçlı olan asasıyla arkadaşının sırtını dürtükledi ve "TUTSAK DEĞİŞİMİ!" diye bağırdı cılız sesi yol boyunca yankılanmıştı. İkisi de tutsakları değiştiler ve yeniden seherbazlar ile karanlık büyücüler ayrılmıştı. Tabi ki sarı saçlı olan çocuk tam yanından geçerken diğer sıska çocuğu yakaladı ve Kahverengi saçlı çocuk ile birlikte diğer ikisini alt ettiler. Bunun üzerine diğer iki çocuk mızmızlanmaya başlamışlardı -haklı olarak-. "Buna hile derler, Criss ve Craig bir daha sizinle oynamayacağız eğer böyle devam ederseniz." onların adlarını sadece kızdığında söylerdi Jason ve bu kez de diğer oyunlarında olduğu gibi onlara kızmıştı. Sıska olan çocuk yani Matt kekeleyerek konuşuyordu "Şey.. Sa..Sa..sanırım.. Buradan.. gitsek.. iyi olurdu" dedi. Üçlü hep bir ağızdan "KES SESİNİ MATT!" diye bağırdılar.

Aralarındaki tartışma kızışırken ortalıkta tiz bir çığlık duyuldu ve ardından her taraf ürkütücü bir sessizliğe büründü. Onlardan iki kat daha uzun olan şişman ve uzun boylu bir adam Matt'i havaya kalmıştı asasını da boynuna doğrultmuştu. Üç arkadaşta korku dolu bir ifadeyle Matt'e ve adama bakıyorlardı. Criss ve Craig bu korkunç yüzlü adamı gördükten sonra donup kalmışlardı. Adamın dişleri sivri ve yüz hatları da gerçekten tek kelimeyle iğrençti. Matt arkadaşlarına yardımları için yalvarıyordu"LÜTFEN.. Ço..Çocuk-lar.. Lüt..Lütfen.. YARDIM EDİN!" korku kekemeliğini rahatlatmış gibiydi, yüzü o kadar dehşete düşmüş bir haldeydi ki bütün grup ağlamamak için kendisini zor tutuyordu, yapacakları hiç bir şey yoktu. Adam onlara ölüm saçan gözlerle baktıktan sonra asasının ucundan yeşil bir ışık çaktı, Matt'in cansız bedeni adamın kucağında kalakalmıştı. Adam Matt'i boynundan tuttuğu gibi duvara doğru fırlattı. Criss ve Craig hala hareket edemiyorlardı adam onlara bağırıp çağırıyor küfürler savuruyor ve öleceklerini söylüyorlardı ancak ikisi de donup kalmışlardı. Tek görebildikleri Jason'ın uzun bacaklarını ve o yaşa göre yapılı olan vücudunun adama doğru asasını çekip ilerlerken yere düşmesi oldu. Önlerinde birden bembeyaz iki duman vücut buldu ve adama karşı asalarını çektiler. Ve ışıklar çaktı etrafta, çocuğun cansız bedeni yere düşerken bütün görüntüler bulanıklaşmaya başladı ve kendisini tekrar çalıştıkları derslikte buldu.

-------

Gülümsüyordu, "Merlin'in kirli çorapları adına!" diye geçirdi içinden gülünmeyecek bir durumdu ama kendisini tutamıyordu. Gözlerinden yaşlar gelmişti ama bu güldüğünden değildi arkadaşının biraz önceki durumunu ve çaresizliğini gördüğü içindi. Eli kolu bağlı bir şekilde öylece kalakalmışlardı, o gün o ikisinin ölmemesi gerekiyordu. Onların yerlerinde Criss ve Craig olmalıydı. Göz yaşları yanaklarından süzülürken yüzündeki gülümsemenin zoraki olduğu fazla belli olmuyordu ki bu iyi bir şeydi. Karşısındaki eşleştiği kızı bile unutmuştu neredeyse tatlı bir Ravenclawlu kız ile birlikte eşleşmişti. Duygularından kurtulmaya çalışırken yüzündeki gülümseme yavaşça etkisini kaybediyordu, büyünün acının büyüklüğünden dolayı kırılmış olma ihtimali var mıydı? Criss düşüncelerini toplar toplamaz elini cüppesinin içine soktu ve asasını sağ eliyle kavrayarak çıkardı. Derin bir nefes alıp her şeyi aklından geçirdi, kızın mutsuz görünmesine dayanamamıştı nedense onu mutlu düşünmeye başladı. O şirin yüzünün bir kere daha güldüğünü hayal etti. Kıza göz kırptıktan sonra zarif bir bilek hareketiyle asasını hareket ettirip "Exhilaro!" dedi oldukça kendinden emin bir ses tonuyla. Her şeyi doğru yaptığını düşünüyordu profesörün sesindeki telaffuzun aynısını yakalamıştı. Büyü konusunda hep başarılıydı ve bugünde kendisini bu yeteneğinin yalnız bırakmayacağını düşünüyordu. Kızın yüzündeki korkutucu ifade o şirin yüze hiç yakışmıyordu, sarı ışık hüzmesinin yüzüne vurmasıyla kızın yüzünü koca bir gülümseme sarmıştı. Onunda bundan şaşırdığı belli oluyordu, bir kaç saniye bu durum karşısında gülümsedikten sonra Profesör'e ders için teşekkür etti ve kızla da daha sonra buluşacağına söz verdikten sonra derslikten ayrıldı. Ama zihnine sızan o görüntüyü asla unutamayacaktı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valentyn Vavřinec

Valentyn Vavřinec


Lakap : Vale.
Rp Sevgilisi : Liona Ambrosius.
Mesaj Sayısı : 66
Kayıt tarihi : 22/08/11

Özel
Rp Puanı:
D'angelo Volterus Left_bar_bleue97/100D'angelo Volterus Empty_bar_bleue  (97/100)

D'angelo Volterus Empty
MesajKonu: Geri: D'angelo Volterus   D'angelo Volterus Icon_minitimeC.tesi Eyl. 03, 2011 12:59 pm


      ;; Betimleme: 20/30
      ;; Akıcılık: 6/10
      ;; Yazım Kurallarına Uyum: 7/10
      ;; Sayfa Düzeni: 7/10
      ;; Renklendirme: 3/5
      ;; Kurgu: 19/25
      ;; Uzunluk: 10/10

      Yazım hatalarınız oldukça basitti ancak puan kırmam gerektiği için hataların azlığına dayanarak olabildiği en az puanı kırdım. Hatalarınızı merak ederseniz; "Ravenclawlu" değil de, "Ravenclaw'lu" yazmak, "gerçektende" yerine de "gerçekten de" şeklinde yazmanız gerektiğini vurgulamalıyım. "Slytherinlilerin" yerine "Slytherin'lilerin" yazılması gibi. Dahi anlamındaki -de'nin ayrı yazılması olayını iyice belirttikten sonra renklendirmelerin geliştirilmesini de önermeliyim. Eğer elinizde kaynak kod siteleri bulunmuyorsa; buradan ulaşabilirsiniz. Beklenenin üzerinde bir RP olduğunu söyleyebilirim. İyi forumlar. Puanınız 72.

      *Modere problemlerinden dolayı puanınız admin giriş yaptığında aktarılacaktır.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Heaven Arquette

Heaven Arquette


Lakap : Queen
Rp Sevgilisi : Özledim ya.
Mesaj Sayısı : 261
Kayıt tarihi : 10/02/11

Özel
Rp Puanı:
D'angelo Volterus Left_bar_bleue99/100D'angelo Volterus Empty_bar_bleue  (99/100)

D'angelo Volterus Empty
MesajKonu: Geri: D'angelo Volterus   D'angelo Volterus Icon_minitimeC.tesi Eyl. 03, 2011 10:41 pm

Puan aktarılmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
D'angelo Volterus
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Karakter İşlem ve İstek Geçmişi-
Buraya geçin: