Sabinus.

Beş kardeştiler onlar. Dünya yaratıldığı gibi yaratılmıştı her biri. Beşi de aynı etten, kemikten oluşuyordu. Sadece tenleri farklıydı, göz renkleri farklıydı, ırkları farklıydı. Siyahi olan Afrika'ya gitti. Kendi gibi siyahi bir milleti oldu. Gözleri çekik olan Asya'ya gitti. Kendi gibi çekik bir milleti oldu. Beyaz tenli, mavi gözlü olanı kutuplara gitti. Kendi gibi bir milleti oldu. Esmer tenli Güney Amerika'ya gitti. Kendi gibi esmer bir milleti oldu. Ve, sarışın, mavi gözlü adam Avrupa'ya gitti. Kendi gibi bir milleti oldu. Ve bir gün toplanıp anlaşma yaptı beş kardeş. Aralarında en ufak bir kavga yaşanmayacaktı. Her zaman büyük kardeşin sözü dinlenecek, o ne isterse onu yapacaklardı. Böylece en büyük kardeş Lord oldu. Zamanla büyüdüler. Büyüdükçe düşmanları da arttı. En büyük kardeş, siyahi olan, bir alfa tarafından bedeni parçalanmış bir halde bulundu. En küçük kardeşi hüzün sardı. İkinci büyük kardeş, çekik olan, şömine karıştırıcısı tarafından doğranmıştı, bir alfa tarafından. En küçük kardeşi tiksinti sardı. Üçüncü en büyük kardeş, beyaz tenli mavi gözlü olan, buzdan yapılmış bir baltayla dağlanmıştı, bir alfa tarafından. En küçük kardeşi öfke sardı. Dördüncü en büyük kardeş, esmer olan, güneşin altında kızartılmıştı, bir alfa tarafından. En küçük kardeşi nefret sardı. Ve böylece sıra ona gelmişti. Vampir Lord, artık en küçük kardeşti. Ondan sonrası yoktu. Sıradaki oydu. Alfa bu sefer, Sabin için gelecekti.