Patrica Isabel G'ladheon
Lakap : Pat Rp Sevgilisi : Thomas (Alp yok artık :( ) Mesaj Sayısı : 218 Kayıt tarihi : 30/07/11
Özel Rp Puanı: (82/100)
| |
Patrica Isabel G'ladheon
Lakap : Pat Rp Sevgilisi : Thomas (Alp yok artık :( ) Mesaj Sayısı : 218 Kayıt tarihi : 30/07/11
Özel Rp Puanı: (82/100)
| Konu: Geri: Bağıran Baraka'dan Sonra|Tekli Paz Nis. 29, 2012 2:27 am | |
| Bir kelebek gibi hissediyorum. Narin, ince. Akşamına öleceğimi bilsem de, neşeyle oradan oraya uçuyorum. Hayattan beklentim sıfır. Buraya son geldiğimden bu yana, bir ay geçti. Sanırım Hogwarts bile kıskandı beni. Artık sevgili dostum Hogwarts'ı değil, Şamarcı Söğüt'ün tatlı tatlı esen gölgesini seviyordum. Belkide burada rahatlıkla Lilou'yu düşünebildiğim için seviyorum, burayı. Ah Ölüm! Kardeşimi, annemi, babamı... her şeyimi... her şeyimi aldın. Bari beni de al! Senden zerre kadar korkum yok. Nafile, ne kadar bağırsam dahi duymayacak, aldırmayacak Ölüm. Hayatıma çeki düzen vermem gerektiğini biliyorum, Lilou'yu ilk defa o kadar savunmasız gördüğümden bu yana biliyordum. Ama yapamıyordum. Bu Lilou'ya karşı bir görev gibi geliyordu. Ona karşı bir sorumluluğum olduğunu biliyorum. İstemsizce kapadım gözlerimi. "Ya dışındasındır çemberin. Ya da içinde yer alacaksın," birazcık duraksadım ve gözlerimi açtım. İstemsiz oluyordu bunlar. "Kendin içindeyken, kafan dışındaysa. Çaresi yok kardeşim." Bu sözcük acı veriyordu. Kardeşim... Bu sözcüğü daha kullanamadan gitmişti Lilou. Onu izinden gidecektim! Evet, karanlık tarafa geçecektim. Ama... ama... Thomas! Hayatımın en parlak yıldızlarından. Ona nasıl anlatacağım? Aksi yönden Lilou! Ona karşı olan görevimi yerine getirmem gerekiyor.
Kafamı Şamarcı Söğüt'ün geniş gövdesine yaslıyorum. "Dostum! Bana yol göster!" hafiften kafamı gövdesine vuruyorum. Ona sitem eder gibiyim. Konuşmuyor benimle. Lanet okuyorum yavaşça. Hogwarts gibi o'da. Konuşmuyor işte, anlamıyor derdimi! Oysa, başka biriyle konuşsam aklımı kaçırdığımı dahi söyleyebilir. Ona gücendiğimi gösterir gibi bakıyorum. Ayağa kalkıp ne olduğunu anlamadan tekmeler atmaya başlıyorum. "Lanet olsun! Lanet olasıca. Konuşsan ölür müsün? Konuş... konuş... KONUŞ DEDİM! Sende öylesin işte! Hiçbiriniz... hiçbiriniz anlamıyorsunuz beni! Yardım etmiyorsunuz bana." Benim tepkim üzerine ağaç kıpırdanmaya başladı ama tepki göstermedi. Bunun üzerine tekrar yere çöktüm ve düşündüm. Evet! Lilou'nun izinden gideceğim. Karşıla beni karanlık! Belkide bu karar hayatımı değiştirecek. Hatta belki değil kesin olarak değiştirecek.
Kendimi yere atıyorum ve eteğimi çekiştirerek düzeltiyorum. Kafamı tekrar hiçbir şey olmamış gibi Söğüt'ün gövdesine yaslıyorum. "İnanıyorum, sen bana yardım edeceksin!" Umarım inandığım gibi olur, diye düşünüyorum. Gözlerimi Bağıran Baraka'ya giden uzun yola dikiyorum. Ve bir kez daha düşüncelerimin beynimden taşıp, tüm bedenimi ele geçirmesine izin veriyorum. Gözlerimi kapatıyorum. Belkide böylesi daha iyi! Üzgünüm başaramadım... | |
|