Need Your Blood, Want Your Fun

Charlaine Moreaux, 17 Nisan 1893 yılında Paris'te zengin bir ailenin ikinci kızı olarak dünyaya geldi. Hayatının ilk on dokuz yılını Fransa'nın sert rejiminde anne-babasının katı kuralları içerisinde dış dünyayı tanıyamadan geçirdi. Kendisinden beş yaş büyük ablası Elisa ondan çok daha güzeldi; bütün beğenileri o toplardı zarif yetenekli ve kurallara uyan birisiydi. İki yaş küçük kız kardeşi o kadar sevimliydi ki her gören ona hayran kalırdı, Karoly Moreaux'yu sevmek için neden gerekmezdi. Karoly'den bir yaş küçük olan Searlus ise veliahttı ve özenle büyütülüyordu. Kimse Charlaine'e dikkat etmiyor, onun isteklerini umursamıyordu. Oysa Charlaine eğlenmek ve gezmek istiyordu. Dışarıyı tanımak, görmek istiyordu ve yüz on dokuz yıldır kabul edemese de sevgi arıyordu.

On dokuz yaşına geldiğinde Charlaine sabrının üst sınırını aşmıştı. Evden dışarı nadiren çıkmaktan, ev eğitiminden, her şeyin dakik olmasından -her şeyden- bıktı. Çatıya çıktı, bacaklarını aşağıya sarkıttı. Aşağıya bir kez baktı, masmavi gözlerini gökteki hilale dikti ve kendini aşağı itti.

Zavallı Charlaine'in hesaplamadığı şey özenle yetiştirilen beyaz güllerdi. Charlaine yere bile çarpamadan güllerin arasına atlamış oldu, dikenler geceliğini delik deşik etti ve Charlaine öldüğünü sanarak bayıldı. Uyandığında boynunda bir ısırık vardı ve en çok istediği şey kan ve intikamdı.

Hizmetçilerinin kanını içti ardından ablasının odasına daldı ve kızı çok sevdiği bale ayakkabılarının kurdelesiyle boğdu. Sinirini alamayıp kızı paramparça etti ama bir damla kanını içmedi. Elisa'nın hiçbir parçasını içinde istemiyordu. Sakince evden çıktı ve arkasına bile bakmadı. Kendini uzaklaştırıp İnglitere'ye giderken vampir olmayı da keşfetti.

Vampir olmanın avantajlı yanını Charlaine ilk günden keşfetmişti; eğlence. Yemeğiyle oynamaya bayılır. Erkeklerle flört eder, kızlarla dostluk kurar... Karşısındaki nasılsa onun hoşuna gidecek ruh haline girebilir. Katı sınırlarla büyütüldüğü için vampir olmak onun zincirlerini kırdı, Charlaine sonsuz yaşamın nimetlerini kullanmaya hala çok hevesli.

Charlaine kan kırmızı gözleri "Ben bir vampirim" diye bağırmasa güzel bir kızdır. Seksi denmeyebilir ama altın rengi dalga dalga saçları beline yanaşır, dudakları zorla aldığı kanla kıpkırmızıdır ve dudaklardan gülümseme asla eksik olmaz. Uzun boyludur, çok uzun ve yumuşak kıvrımlı zarif hatlara sahiptir. Laine avını etkilemek için bir bakıştan fazlasına ihtiyaç duymaz.

Laine sınırsız kredi kartı olan en yakın arkadaşınız gibi istediğiniz her şeyi yapabileceğiniz eğlenceli, hayat dolu bir kız özetle. Tersi pistir. Çok sinirlendirmemek gerekir. An insanıdır vampiridir o an aklına ne geldiyse onu yapar. Geçmişine her geçen gün bir sünger çeker. İyi günleri de kötüleri de. Vefasızlığı da bu yüzdendir. Ne yazık ki her mükemmelin bir problemi vardır.

Charlaine her zaman her yerdedir. Siz sevgilinizle kırıştırırken çalıların arkasında olabilir. Bir Hogwarts partisinde olabilir. Maceradaysanız peşinize takılır. İçmek isterseniz sizle içer, sarhoşsanız evinize bırakır. Ve eğer onu sinirlendirmediyseniz sizi öldürmez, sizle birlikte eğlenir.


*Dostu
*Arkadaşları
*Yakışıklı prensi
Barty Lancelot Simpson
*Düşmanı -kurt-
*Geçmişten birileri
*Elbette ki Lady'si
Ophelia L. Anton
*Özel kurgular

Vampir lady ile kurgusuz olur mu hiç? Cık cık.

Sen bu suratı tanıyorsun değil mi? Ekle. <3