Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Efsunlu Gerçekler

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Euterpe Châtillon

Euterpe Châtillon


Lakap : Persephone ama peri kızı da var. Aşkım diyebiliyor sadece.
Rp Sevgilisi : LC'ye çok aşık lakin kavuşamıyor.
Mesaj Sayısı : 953
Kayıt tarihi : 25/03/12

Özel
Rp Puanı:
Efsunlu Gerçekler Left_bar_bleue100/100Efsunlu Gerçekler Empty_bar_bleue  (100/100)

Efsunlu Gerçekler Empty
MesajKonu: Efsunlu Gerçekler   Efsunlu Gerçekler Icon_minitimePaz Ağus. 19, 2012 5:07 am

Efsunlu Gerçekler C1wgq
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euterpe Châtillon

Euterpe Châtillon


Lakap : Persephone ama peri kızı da var. Aşkım diyebiliyor sadece.
Rp Sevgilisi : LC'ye çok aşık lakin kavuşamıyor.
Mesaj Sayısı : 953
Kayıt tarihi : 25/03/12

Özel
Rp Puanı:
Efsunlu Gerçekler Left_bar_bleue100/100Efsunlu Gerçekler Empty_bar_bleue  (100/100)

Efsunlu Gerçekler Empty
MesajKonu: Geri: Efsunlu Gerçekler   Efsunlu Gerçekler Icon_minitimePaz Ağus. 19, 2012 5:38 am

    ‘‘Sana beni takip etmemeni söylemiştim.’’
    ‘‘Ama özledim.’’

    Çocuğun sırıtışını görmese bile hissediyordu, tanrıça. Bakışları bir anlığına arkasına kayar gibi olsa da hemen toparlanarak adımlarını hızlandırdı. Kendisine bakan birkaç cadı yüzünden gözlerini devirse de kendisini takip eden yakışıklıdan bir an önce kurtulmayı diliyordu. Duvar bittikten sonra sağa doğru döndü ve kupa odasına girer girmez kapıyı kapattı. Dudaklarına yayılan sinsi tebessüm, çocuğunki kadar ilgi çekici olmasa da kendini kaybetmemeliydi. ‘‘Tanrı aşkına, amacın ne Castor?’’ Çocuk, elini kızın saçına doğru yaklaştırırken sadece dudaklarına odaklamıştı gözlerini. Tanrıça, çocuğu biraz ittirdi ve ‘cık cık’ seslerini hedefledi Tanrısına. ‘‘Peki, senin benden uzak durman sence doğru mu? Bizim adımız ne Euterpe?’’ Soru ile afallarken donup kaldı. Hareket edememiş, gözlerini ayaklarına dikmişti. Yüzünü buruşturdu ve güldü. Anlamak istiyordu, anlamıştı da ancak buna uygun cevabı bulamıyordu. Gerçekten onlar neydi? İlişkilerinin bir adı asla yoktu. Ne sevgili olmuşlardı ne de arkadaş. Tek bildikleri öpüşmekti. Bunu hissetmek ve yaşamak Euterpe için farklı duygulara yelken açarken mutlu olmasını sağlıyordu. Gözlerini yerden ayırmadan konuştu. ‘‘Bak ben bilmiyorum, emin değilim.’’ Dudaklarından çıkan sözcüklere karşılık gelen cümle kızı bir kere daha çarpmıştı sert bir rüzgâr misali. ‘‘Emin değil misin? Euterpe, şaka yaptığını söyle.’’ Kız elini kapı koluna uzatacaktı ki, bileğini tutan el ile karşı karşıya geldi. Bakışları ister istemez çocuğa yönelse de gözlerinin dolduğunu hissediyordu. Boğazı yanıyor sanki konuşmasını engelliyordu. İlk defa onu bu kadar sinirli görmesine karşın gözleri başkaydı. Kırgın ya da burgundu. Onu kırmak hayatında isteyeceği son şey olurdu. ‘‘Hayır bak asl-’’ Kendinden önce dışarıya adım atan çocuğa aldırış etmeden döktü gözyaşlarını soğuk zemine. Bu sefer gerçekten hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu. Kimseden utanmadan ve umursamadan. Sadece ağlayacaktı. Gerçekten, onlar neydi?


      Birkaç saat sonra.


    Kendisine doğru yaklaşan kıza aldırış etmeden devam etmeyi planlıyordu ki kız önüne geçmişti. Sağ tarafa yönelirken kızında aynı şeyi yaptığını görünce sinsilikle baktı gözlerine. ‘‘Amacın ne cadı?’’ Karşısındaki kim olursa olsun bir cadıdan ibaretti. Korkmazdı sonuçta, istediğini yener ve mahvederdi. Bakışları sinire bürünürken, sesindeki küçümseyici kibir koridorun her köşesinden hissediliyordu. Gözleri yansa dahi aldırış etmemeye çalıştı ve küçümseyici yüz ifadesini takındı. Kızın cırtlak ve bir o kadar ince sesi kulaklarına ulaştığında yüzünü buruşturdu. ‘‘Leander’ın nerede Tanrıça?’’ Kıza telaffuzunu vurgularken Persephone sadece güldü. ‘‘Bir o benim Leander’ım değil, iki nerede olursa olsun umurumda değil. Ayrıca sakın bana öyle hitap etme, hatta konuşma bile. Muhatabım olamayacak kadar eziksin.’’ Abartılı gülüşünü gönderirken arkasını döndü ve geldiği yöne doğru ilerlemeye başladı. Yürürken bile arkasından söylenen cümleyi duymuş ve ağlamamk için sıkmıştı kendini. ‘‘Kavga mı ettiniz? Yazık. Belli oluyor, yine başka bir kızla öpüşüp koklaştığı için. Haberin olsun, Tanrıça.’’

    Yasak koridorun soğuk havasını tadarken birinin onu öldürmesini diliyordu. Başının bu kadar çok ağrıyacağını bilse ona açılmazdı bile. Hayır, seviyordu. Her şeyi olabilirdi ancak bu kadarı da fazlaydı. Gözleri kararırken damarlarına yayılan acıyı hissetti. Krizi şimdilik beklemiyordu. Dudaklarından son dökülen kelimeyi duyurmayı denedi, ancak başarılı olup olmadığını bilmiyordu bile.

    ‘‘Arys, kurtar beni.(ç)’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victor Châtillon

Victor Châtillon


Lakap : Lakap takanın içini oyup, doldurulmuş geyik misali ortak salona asıyoruz.
Rp Sevgilisi : Etta'sı.
Mesaj Sayısı : 218
Kayıt tarihi : 23/08/11

Özel
Rp Puanı:
Efsunlu Gerçekler Left_bar_bleue99/100Efsunlu Gerçekler Empty_bar_bleue  (99/100)

Efsunlu Gerçekler Empty
MesajKonu: Geri: Efsunlu Gerçekler   Efsunlu Gerçekler Icon_minitimePaz Ağus. 19, 2012 6:07 pm

    Mavi gözleri bir anlığına kitaptan ayırıp yanındaki kıza odaklansa da sinsice güldü. Kızın uzun sarı saçları çocuğun hoşuna giderken annesini hatırlatması elbette onun için bir dezavantajdı. Yüzünü buruşturarak yaşlı kadını kafasından attı ve kıza döndü tekrardan. Kendi gözlerine değen kehribar gözler çocuğun arkasına yaslanıp göz kırpmasına sebebiyet vermişti. Bir dakika sonra kız çoktan yanındaki koltuğa yerleşmişti. ‘‘Bu gece boş musun tatlım?’’ Genç kuzgunun bakışları pencereye kaydı ve ardından otuz iki dişi birden ortaya çıktı. Parmaklarını saçlarına geçirdi ve doğrudan sordu. ‘‘Boş olmamı ister miydin?’’ Cevap fazlasıyla ironiydi, bunu biliyordu büyücü. Kız gözlerini kıstı ve yüzünü buruşturarak tebessüm etti. Anlamaya ihtiyacı vardı sanki. Çocuk kızın cevap vermesine aldırış etmeden yöneltti cümlesi, acımazsızca. ‘‘İstenilen her şeyi elde edemezsin, en güzeli zor olandır ya bu yüzden.’’ Oturduğu yerden kalkarken kitabı gösterdi. ‘‘Kendi kitabını bırakırken bunu da bırakabilirsin tatlım, teşekkürler.’’ Rönesans dönemlerine ait bir selamlama ile doğrulurken gülümseyerek kütüphanenin çıkışına yöneldi. İlk önce tavlar, ardından etkiler ve bir anda bırakıverirdi kızları. Hoştu gönlü, istediğini yapar eğlenirdi. Sonuç olarak kendini okulun en çapkın büyücüsü olarak görüyordu. Tanıdığı tüm arkadaşlarının bir sevgilisi varken, kendini birine bağlamak da neydi öyle?

    Üçüncü kata çıktığında kulağına kadar ulaşan ses yüzünden duraksadı. Ayağının kenarından geçen sürüngen kendisine doğru bakarken tepki vermemeye çalıştı. ‘‘Arys, ne işin var senin burada?(ç)’’ Sesi tedirgin bakışları ise şüpheciydi. Ders saatleri olduğu için korkmuyordu ancak her an biri buradan geçebilirdi. Yılanın zümrüt rengi derisi, o kadar asilceydi ki bu yılanın değerini bilen tanrıçası olmuştu. Acestes’in kendisine bıraktığı miras yüzünden şanslıydı cadı. Yılanın boğazından gelen çatallı dil bir nebze olsun büyücünün titremesine yol açmıştı. ‘‘Tanrıça, yasak koridorda efendim. Yardımınıza ihtiyacı var.(ç)’’ Gözleri kısılırken hızla konuştu. ‘‘Ben icabına bakacağım, sen kimseye görünmeden kaybol Arys.(ç)’’ Ayakları hızla hareket ederken değişen merdivenleri bekleyemeyecek kadar sabırsızdı. Kuzeninin başına bir şey gelmesini istemiyordu, en değerlisini üzen kimse cezasını verecekti. Yasak koridorun kapısından içeri girdiği an yine her tarafın karanlık olduğunu gördü. Zehirli Cennet’i cüppesinden çıkardı ve mırıldandı. ‘‘Lumos!’’ Her tarafın sakin ve sessiz olması iyiye işaret değildi. Birkaç adım sonra yüzü zemine yapışmış olan kuzguni saçlı bir kadın gördü. Burada olması imkânsızdı adeta. Bu kadar uzun saçlı bir profesör yoktu okulda. Ancak birini tanıyordu, yıllar önce kaybolan çok sevdiği birini. Gözleri kısılırken kadını döndürdü ve istemsizce konuştu. ‘‘Amélia Châtillon?’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Euterpe Châtillon

Euterpe Châtillon


Lakap : Persephone ama peri kızı da var. Aşkım diyebiliyor sadece.
Rp Sevgilisi : LC'ye çok aşık lakin kavuşamıyor.
Mesaj Sayısı : 953
Kayıt tarihi : 25/03/12

Özel
Rp Puanı:
Efsunlu Gerçekler Left_bar_bleue100/100Efsunlu Gerçekler Empty_bar_bleue  (100/100)

Efsunlu Gerçekler Empty
MesajKonu: Geri: Efsunlu Gerçekler   Efsunlu Gerçekler Icon_minitimePtsi Ağus. 20, 2012 5:37 am

    Sadece görünüşüne yansımamıştı değişim, bedenini sararken bu acı bir kere daha ölmeyi diledi yer altı tanrıçası. Ölümü dilerken açtı, yaşamayı dilerken kapadı gözlerini sonsuz uykuya.

    Kulaklarında yankılanan isime aldırış etmedi bir anlığına. Ancak rüya o kadar garipti ki, bunun gerçek olmamasını diledi. Sarışın cadının kendisini üzmemesini diliyordu sadece. Leander böyle bir şey yapmaz, değil mi? Görüşü netleşirken dirsekleri üzerinde doğruldu, uzun saçlarına aldırış etmeden. Rengi değişen kumral saçları yerine şimdi kuzguni esintiler vardı. Buruşturdu yüzünü, lanet olsun. Sızlayan başını tuttuğu bir eliyle ve oturur konuma geldi. Karşısında kendisine doğru bakan lapus lazuli bakışlara tepki vermeden ne yapabilirdi ki? Büründüğü görünümü tanıyor, adeta korkarcasına bakıyordu. Belki hortlak sanmıştı onu. Saçmalama Euterpe, annen ölmedi. Haklı olmak istiyordu, müziğin kraliçesi biricik annesi ölmüş olamazdı değil mi? Her bakışında bir yerler yıkar ve inşaat ederdi o kadın. Tanrıça demek azdı belki de, öyle bir insan için. Adeta bir devrimi başlatmıştı o. Onun annesiydi, Amélia Châtillon. Beynine kazıdı ismi yıllardır yaptığı gibi. Görünümüne büründüğü kadın onun tanrıçasıydı, her şeyiydi. Kulaklarına ulaşan melodi ile tekrar açtı gözlerini. Kalbinde bırakılan acı, ruhunu deşiyordu. Dudaklarını araladı ve o büyüleyici ses ile karşılaştı yeniden. ‘‘Ben… Victor…’’ Susmasını sağlayan el ile birlikte öne atıldı sadece. Gözleri fırlamış, boğazı yanmaya başlamıştı. ‘‘Sakın bana susmamı söyleme Châtillon! Sakın!’’ Yıllardır çektiği acıyı bir kendisi biliyordu. Teyzelerinden ve halasından saklamak için yıllarca uğraşmış içine atmıştı. Bu yüzden geliyordu krizler, bu yüzden bu beden ele geçiriyordu benliğini. Yağmur damlacıkları misali akan gözyaşları, yanaklarını ıslatırken sakin olmak istiyordu, başaramasa bile. ‘‘Bu acıyı sen değil, ben çektim. O yüzden bana sakın hatalı olduğumu söyleme.’’ Haklıydı ya da o öyle düşünüyordu. Kendi bedenine dönmeyi diliyordu ancak kendisi için değil, Adolpha denen kızı mahvetmek için. Tüm sorumlusu o’ydu. Kollarını kuzeninin boynuna dolarken hıçkırıyordu. ‘‘Yardım et bana Victor, lütfen.’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victor Châtillon

Victor Châtillon


Lakap : Lakap takanın içini oyup, doldurulmuş geyik misali ortak salona asıyoruz.
Rp Sevgilisi : Etta'sı.
Mesaj Sayısı : 218
Kayıt tarihi : 23/08/11

Özel
Rp Puanı:
Efsunlu Gerçekler Left_bar_bleue99/100Efsunlu Gerçekler Empty_bar_bleue  (99/100)

Efsunlu Gerçekler Empty
MesajKonu: Geri: Efsunlu Gerçekler   Efsunlu Gerçekler Icon_minitimePtsi Ağus. 20, 2012 6:00 am

    Karşısında duran kadın, ya da kuzeni, yüzünün asılmasına sebebiyet veriyordu yakışıklı büyücünün. Sadece nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu, bu acı gerçek karşısında. Yıllardır aradıkları ve bulamadıkları için umutlarını söndüren kadın karşısında dururken birden bile onun kuzeni olduğunu öğreniyordu. Her şeyini paylaştığı ve hayatındaki en değerli varlıklardan biri olan kuzeni. Bunu nasıl saklayabildiğini almıyordu aklı. Nasıl? Belki de tek soru buydu, kendisine güvenmiyordu. Kimse güvenmezdi, Victor’a. Kuzeninin gerçekten farklı olabileceğini düşünmüştü. İçindeki tedirginlik miydi onu bu hale düşüren yoksa yaptığı ve her hareketini anlattığı için mi? Hataydı elbette, aptalca ve saçma bir hata. Boynunu saran sıcak kollara karşın soğuk havayı içine çekti. Sarhoş olmayı diledi, gerçeği öğrenmek yerine. Ancak kaçışı yoktu, onun için yardım edebilirdi. Nasıl bir yardım yapacaktı ki? ‘‘Sana nasıl yardım edebilirim, Euterpe?’’ Kendisinden uzaklaşan kıza baktı, anlamaz bir ifade ile bakıyordu tanrısal yüze. Anlamıştı, aradaki kurduğu mesafeyi. Her şeyi anlardı bu kız, bir hata yapsa onun yaptığını bile anlardı. Çünkü kendisini tam anlamıyla tanıyan tek insandı o. ‘‘Bana güvenmediğinin farkındayım, nasıl bir tepki verebilirim?’’ Dudaklarından dökülen sözcükler yüzünden kızın yıkıldığını biliyordu. Sadece beklemeyi sürdürdü. Kızın yanına geçti ve soğuk duvara yasladı kaslı bedenini. Şuan tek isteği, huzuru bulacak bir yoldu ancak onu bırakıp gitmek gibi bir niyeti yoktu. Sadece işin aslını öğrenmek istiyordu, bu kadar çıkış yolu varken kurtulmak yerine neden saklanmayı tercih ediyordu? Ne teyzeleri ne de halası onu yadırgardı. Tersine yardım etmek için her şeyi yapacaklarını biliyordu. Sonuçta mirasa boğulan cadıydı o, herkesin gözdesi biricik Châtillon. Kıskançlık değildi bu, kötü anlamda. Elbette özeniyordu fakat onun için mutluydu. Annesi ve babasının olmadığı bir dünyada yaşamaya mahkûm edilmişti tanrıça. Bir kere olsun insanların karşısına geçip ağlamamış tersine onlara hoş görüyle yaklaşmıştı bir Slytherin olmasına karşın. Bazen o kadar cesur davranıyordu ki Gryffindor dememek için zor tutuyordu kendini. Kıkırtısı, yanındaki kıza ulaştığında toparlanarak dinlemeye karar verdi. ‘‘Pekâlâ, tanrıçam. Seni dinliyorum. Baştan sona kadar, hiçbir şekilde atlama ya da es geçme. Ne olursa olsun yanındayım, unutma.’’ Tatmin edici sözler söylüyor, bir nevi cadıyı güçlendirmeye çalışıyordu. Sonuçta o, büyücünün zor günlerinde yanındaydı. Bu sefer ödeşme zamanı gelmişti, eline bir şey geçmeyecek bile olsa.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Efsunlu Gerçekler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: H O G W A R T S :: Hogwarts 3. Kat :: Yasak Koridor-
Buraya geçin: