J. Elijah Heischmann
Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 13/09/12
Özel Rp Puanı: (90/100)
| Konu: old fashioned ipne Cuma Eyl. 14, 2012 7:27 am | |
| “Büyüyünce çok çalışıp tanrı olucam.” *olamadı* Selamlars. Her ne kadar neredeyse tüm karakterlerle papaz olacak bir tip olsa da bu papazlık ilişkisinin de çizgileri olsun, edepli takılalım istedim. Giriş özeti isterseniz köyünün -bu bakanlık oluyor- sokaklarında boş gezenin boş kalfası, keyfi ve kahyasıyla takılacak kimsenin "arlanmaz, allahsız, kitapsız, köpek soylu" laflarına aldırmadan. Eee napıyoruz canlarıms? Girelim mi konuya? J a r e d E l i j a h H e i s c h m a n n {Ya da biz size gerçek ismini verelim, James Lloyd Wallace*} +Bakanlığın uzun zamandır çalışan emektar, başarılı -yine de or*spu çocuğu- seherbazı. +34 yaşında. +Slytherin mezunu. +Heischmann's Tobacco Shop'un über, tapılası Founder&CEO'su. +Dindarlara karşı o uyuz Yahudi, esnafa karşı anarşist, çocuklara karşı Hitler, sokakta hanımefendi, mutfakta aşçı, yatakta or*spu. +Kelebek gibi uçar, arı gibi sokar. +Neutral Evil. *Gerçek ismini kendi jenerasyonundan büyücüler harici kimse bilmez. Hoş umursayan olur mu bilmiyorum fakat, ben yine de yazayım: En fazla 2-3 kişi bilsin istiyorum gerçek ismini.
♥ ♦ ♣ ♠ Kendine müslüman, sülalesi yaptıkları nedeniyle kerhanede çalışmış kadar olmuş güzide bir seherbaz. Agresiftir. Çabuk sinirlenir. Sinirlenip ortamın huzurunu bozmak hoşuna gider. Öldürmekten çekinmez, yaşamın kutsallığı gibi süt çocuğu meselelerini önemsemez. İnsanların hayatlarını berbat etmek gibi ön plan hobileri olmasa da eline fırsat geçti mi geri tepmez, elinden geleni ardına koymaz. İstedikleri uğruna hastalıklı davranmak kişiliğinin temel özelliklerinden biridir. Yalan söyler. Velet kahrını çekmez, ergen gördü mü lafını esirgemez. Ortalıkta at gibi koşturan ufak büyücü/öğrenci gördümü sinir olur, gerekti mi atarını atar. Kendi jenerasyonundan kalma şimdi iyi bir büyücü veya cadı olmuş insanlardan nefret eder. Kin tutan biridir. Yine de bunu dışarıya yansıtmaz. Asla unutmaz kendisine yapılan bir şeyi. Herhangi bir olayın ucu kendisine dokunmuyorsa, asla kafa yormaz. Her ne kadar bakanlıkta çalışsa da "çok yaşa iyiler ve kral arthur" triplerinde hiç olmamıştır. Bu işi yapıyordur çünkü şu büyücülük hayallerini tatmin edebileceği tek iş budur. Eh, hoşlanmadığı tiplere karşı duyduğu şiddeti de bu yolla dışarı çıkarmak kişisel gelişimi açısından da iyidir. Tabi canım, onun için birisine yumruk attığı gün, içini boşaltıp yeniden doğmuş gibi hissettiği gündür. Menfaatlerine göre hareket eder. Ortada menfaatlik bir olay yoksa bu sefer de tatlı canına sorar ne yapacağını. Kişisel bir dengeye sahip değildir. Kendi halinde eğlenmesini bilir, insanlara ihtiyacı pek de yoktur. İnsanlarla dalga geçmekten ve insanları sinirlendirmekten hoşlanır- hayır, bayılır. Sigara tiryakisidir. Kötü kokudan tiksinir, neşe yumaklarını yapmacık bulur. Küfürbazdır.
- Skin to bone, steel to rust :
trans"Yarak gibi büyü yapıyorsun baba."
James Lloyd Wallace ismiyle büyücü bir ailede doğdu. Yep, ne ismi Jared Elijah ne de safkan yahudi. Annesi de babası da taraf tutmazdı. Annesi kurallara uyan biriydi tarafsız olsa da, babası ise gerçek bir hasır sever. Hani gelseniz babasına çocuğunu ölüm yiyenlerin kaçırdığını söyleseniz, babası oturup bulmaca çözmeye devam ederdi. Eh, tabi sonra bu çocuk neden böyle oldu... Babasıyla büyüdü, babasını fazla içki içmesinden 17 yaşındayken kaybetti. Sigarasal keşliği de babasının dna'larından geliyor yani. Annesi kumarbazdı. Gece arkadaşlarıyla yaptığı kumar partilerinden geç döndüğü için kendini babasıyla büyüdü sayıyor. Gündüzleri kadının yüzünü görmüyordu ki -arada evde babasıyla kadını koltuğa bağlama planı yaparlardı- anılarında annesi olsun? Sonuç olarak çocukluk anılarının çoğu babasıyla geçiyor. Bunun yanı sıra kimse huzursuz trajik karanlık ve ağlatan bir çocukluğu olduğunu düşünmesin. James bir saniye bile ailesinin alkolik-kumarbaz oluşunu cinsel organında hissetmiş değil.
trans"İyi bir insan olabilirdim. Ama sen beni seçmedin."
Hogwarts'da Slytherin binasındaydı ancak dalga geçip ezdiği tipler sadece diğer binadakiler olmazdı. Genel olarak göze batmadı yine de. Kuralları aksatsa bile bunu çok güzel örter, ceza almamak için elinden geleni yapardı. Çalışkandı, derslerinin peşinden giderdi. Görev oldu mu en başarılı şekilde yerine getirmek için zorlardı kendini hatta. Zamanında sihir bakanlığında başkan olmak gibi hedefleri olsa da mezun olmasına birkaç ay kala sicline işlenecek bir suç üstüne kaldı, okuldan atılmaktan son anda kurtuldu. Suçun üstüne kalmasının sebebi en yakın arkadaşıydı. O günden sonra en yakın dostuyla arasına bir duvar örmüş olsa da bir daha bahsini açmadı olayın. Mezun olmasının ardından en yakın arkadaşı -o da bir seherbaz olmuştu- ve kendisiyle haşır neşir olup kendisine yetiştirmeyi görev bilmiş profesörle hiç ayrılmadı. Bu profesör ayrımcı piçin tekiydi. Altıncı hissi nasıl bir paranoyaksa alttan alttan James'in bu psikolojik dengesizliğine seziyordu. Bu sebeple çoğu zaman James ne kadar daha başarılı ve istekli olsa da diğer arkadaşına bir şeyler öğretir, asıl onu yetiştirirdi. Profesör "bana fırsat vermediniz ki?" sayıklamalarını az duymadı hani. E hak ediyordu da yavşak. Eğer biraz olsun beklentilerini karşılasa belki dünya barışı sağlanır, afrikada açlık biterdi; kim bilir? Gençliğinde en içine koymuş ayrımcılık ise profesörünün o ne kadar yalvarırsa yalvarsın, çabalarsa çabalasın kendisi yerine dostuna zihinfendarlığı öğretmesi. *burada yazar zihinfendarlara "gözüm üzerinizde çaylaklar" demek istemiş* Seherbaz görevlerinde birkaç defa karşısındaki kişiye ağır yara açmış veya takım arkadaşını görev uğruna ağır tehlikeleri atmaktan çekinmemiştir. Bir defasında bu durum yüzünden başka bir seherbazı yaralanmış, bu nedenle uzun bir süre bakanlıkta istenmeyen çalışan gibi bir etikete sahip olmuştur. Yine de elinden gelenin en iyisini yapıp bakanlığa yeniden ayak uydurmuş, yeniden etrafındaki herkesin güvenini kazanmış, bakanlığın parlak gelecekli üyesi olacak yeniden kalplere girmiştir. Kaza geçirdiği görevde bir büyücüyü yakalamasına ramak kalmıştı. Kardeş gibi olduğu seherbaz arkadaşının kendisine yardım etmek yerine geriye kaçması sonucu birçok fiziksel hasar alıp ruhemiciler arasında kaldığı için o görevde takım arkadaşının kafasını parçalayarak onu öldürmüş, herkese onun kötülerle kahramanca savaşırken öldüğünü söylemişti. Ona kini hala sürüyor. Saldırı sonucu vücudundaki hasarlar; üzerine fazla baskı uyguladığında sızlayan bir bacak, göğüs kafesindeki büyük yara -aynı zamanda bu yara yaptığı çoğu işlere de köstek olabiliyor, özellikle yukarı uzanmak epeyi meşakkatli bir iş-, artık kullanamadığı bir ortaparmak -birilerine ortaparmak gösterememek çok koyuyor-, ağır psikolojik kin. Göğüs kafesindeki yara ve bacağı görevlerinde ne kadar acırsa acısın umurunda olmaz. Görevde umursamadığı ağrıları gece yatarken acı acı çekmiyor da değil. Aslında yaraları nispeten kapanmış durumda -orta parmağı hariç. Ancak görev esnasında bacağının parçalanmış olduğunu düşünmüş, o anlık korku ve dehşetle "hayatımı bitirdin!" diye çıkışarak öldürmüştür can dostunu. Peki hayatı bitmiş midir? Hayır. Peki Lloyd bunu önemseyip pişmanlık duyar mı? Hayır. Nihayetinde, eğer iyileşmeseydi hayatı bitebilirdi. Ki bu da Lloyd kanunlarında öldürülmek için yeterli bir sebepti.
trans"Kısa kes gerzek. Editörün değilim ben."
Yirmiüç yaşına gelince ismini yahudi ismiyle değiştirdi. Yahudi olmasa da -aslına bakacak olursanız yahudileri önemsediği veya sempati duyduğu bile yok; tıpkı dünyanın geri kalan insan nüfusuna karşı da olmadığı gibi. Sadece "benim dedemi gaz odasında öldürmüşler ):" rolü kesip insanları suçlamaya bayılıyor.- bu ismi kullanarak çoğu zaman yahudi ajitasyonu yapmış, dindar kesimi çileden çıkartmıştır. Gerçek ismini geçmişinde tanıştığı tektük insanlar harici kimse bilmiyor. Şu anda arada kapısını açmaya vakit bulamasa da bir tütün dükkanını işletiyor. Öyle oturaklı bir dükkan olmasa da -ufak, loş ve tozlu bir mekan- kafasını dağıtıp biraz olsun olaylardan kaçmasına yeterli.
Şimdi o kadar şey yazdım ya, yine bir tekerrür çakayım dedim: iyi bir kurgumuz olması için bir mucize olması şart. Kolay kolay insanlarla iyi tavırla yaklaşmaz çünkü. Ama "aha ben de düşman arıyordum" derseniz, kulübe hoşgeldiniz. Daha adamakıllı ne aradığımı söylersem... Bilemiyorum. Ama bir tane şu geçmişimde bana babalık etmiş profesörü bulabilirsem ne bahtiyar olurum anlatamam...
- Tamam bitti motherfuckers. Şimdi gidebilirsiniz.:
| |
|