Ad-Soyad: Jesse Joseph Striker
Rp Yaşı: 37
RP:
Yavaşça basamaklardan çıktı ve telaşla Maximillian'a baktı. Maximmilan kıvırcık saçlarını gözlerine yapıştırmış, efendiye bakıyordu. Efendi Krashnak ise, öfkeyle Jesse'ye kükredi. "Sen.. Sen bize ve kabilemize saygısızlık ettin!.. Cezalandırılacaksın!" Saçlarını geriye savurdu ve hafiften kafasını eğerek Efendi Krashnak'a baktı. "Bana verebileceğin en büyük ceza ölüm cezası olur. Ki bunu yapabileceğini hiç sanmıyorum." Krashnak, eski dev gibi değneğini sertçe yere çarptırdı. Maximillian sıkıca gözlerini kapatıp köşeye yaslandı. Jesse asasını çıkarmadan bir adım geriledi. İki tane küçük simsiyah bulut Krashnak'ın önüne uçtu ve bunlar aniden insan oldu. Bunlar... Bunlar çok tanıdık simalardı. Onlar yaklaştıkça Jesse uzaklaşıyordu. Biraz sonra basamaklara gelmişti ama bunun farkında bile değildi. Ayağı boşluğa geldi ve 5 basamaktan düştü. O 2 tanıdık sima birazcık gülümsedi ve hemen buluta dönüp yanında belirdiler. Birisi asasını çıkardı ve Jesse'nin gözüne sokacak kadar yakınlaştırdı. Derin bir nefes aldı ve tam büyülü sözler ağzından çıkacaktı ki Jesse aniden ayağa fırladı. Onlara dokunmamıştı bile, ama yine de şu 'tanıdık simalar' birkaç adım gerilemişti. Jesse asasını çıkartmadan yumruklarını siper aldı ve kahverengi gözleriyle karanlık, soğuk ve içler ürpertici odaya biraz göz attı. Sonunda şu tanıdık simaları tanımıştı. "Leo ve Dylan? Sizi nasıl düştünüz bu lağım çukuruna?" Hiç cevap vermeden asalarını kavradılar. Jesse yumruklarını yavaşça indirdi. 2'ye karşı 1'di ve şansı çok azdı. Birisine saldırmalıydı ve diğerinin saldırısına göz yummalıydı. Ama ya o büyü 'Avada Kedavra' olacaksa? Bu riski göze alabilir miydi? %50 şansı vardı, bunu kullanmalıydı.
Elini yavaşça kot pantolonunun arkasına götürdü, sıkıca kavradı ve soldaki duran 'tanıdık sima' Leo'ya asasını sertçe doğrulttu ardından büyü adını bağırdı. "Sersemlet!" Leo çatlaklar içindeki duvara yapıştı. Çatlaklar birazcık daha yükseldi ve neredeyse tavana ulaşacaktı. Bu binanın çökmesine sebep olurdu. Bu sırada Dylan hemen bir büyü yaptı. "Everta Statum!" Jesse havada taklalar atıyordu. Yere düştü ve böcek ölüsü dolu tabana zorla tutundu. Kalkmaya çalışıyordu ama... Olmuyordu işte. Leo ve Dylan... Bebeklik arkadaşları. Nasıl oldu da bu hallere düşmüşlerdi? Şimdi bunları düşünmenin sırası değildi, hayatta kalmalıydı. Asasını aradı. Bulamıyordu. Zorla ayağa kalktı ve yumruklarını siper etti. Dylan aynı büyüyü yine tekrarladı: "Everta Statum!" Bu sefer eskisinden daha az acı vermişti. Çarptığı duvara tutunarak kalkmaya çalışırken köşeye düşmüş olan yemyeşil asasını gördü ve hemen onun üstüne atıldı. Dylan bunu fark etti ve 3. bir büyü için asasını Jesse'ye doğrulttu. Ama Jesse hemen kendini duvara attı ve büyülü sözleri söyledi: "Expelliarmus!.."
Dylan bir anda asasız kaldı ve Jesse'ye şaşkınlık-çaresizlik karışımı bir bakış fırlattı. Jesse hafifçe güldü. Ardından uzun ve sarı saçlarını hafifçe salladı. Terleri etrafa yayıldı. Ardından sarı ve hafif sakallarını biraz okşadı ve uzmanlıkla asasını Dylan'a doğrulttu. "Glacius!" Bu Jesse'nin en favori büyülerinden biriydi. Asasının ucundan buzullar çıktı ve Dylan'a çarparak parçalandılar. Dylan sersemlemiş şekilde yere düştü ve yavaşça Jesse'ye baktı. Jesse büyük bir kahkaha kopardı ve Dylan o sırada güçsüz düşüp bayıldı. Sonra Jesse alaycı bir şekilde efendi Krashnak'a döndü ve yavaşça gıcırdayan basamaklardan çıktı. "İşte lağımı andıran bu çöplükte bana meydan okursan sonun böyle olur." Efendi Krashnak'ın gözleri büyüdü ve dudağını buruşturdu. "Yüce Lord Khaligian adına... Bu nasıl bir güçtür böyle?!" Jesse biraz güldü. "Bunun adı Striker Gücü. Öğren. Ha bir de... Sectumsempra!.." Efendi Krashnak kesikler içinde yere düştü. Maximillian olaya şaşkınlıkla -ve hala o köşeden- bakıyordu. Jesse basamaklardan gıcırdayarak indikten sonra Maximillian'a döndü. "Maxy, özgürsün dostum..."