Ad: Audrey Cavanaugh
RP Yaşı: 21
Örnek RP:
Üzerinde gece mavisi uzun bir cüppe ve kafasında cüppeyle aynı renkte sivri ve uzun şapkasıyla muggleların meraklı, tuhaf bakışlarını üzerinde toplayarak yetimhanenin giriş kapısına doğru yürüdü. Burası, kimsenin yanaşmayacağı türden itici bir binaydı. “Zavallı çocuklar.” diye mırıldandı kapıyı itip içeri girerken.“Keşke Katherine kadar şanslı olsalar.” “Bir şey mi dedin?” diye homurdandı her an yerlebir olacakmış gibi gözüken, eski bir ahşap masanın ardında oturan sakallı ve ürkütücü adam. “Ah hayır, kendi kendime konuşuyordum.” dedi içtenlikle gülümseyerek. Adam, korkunç derecede pörtlek gözleriyle ona dik dik baktıktan sonra kendi kendine homurdandı. Radar gibi kulaklarıyla adamın “Ucube!” dediğini seçebilen Hogwarts müdiresi ise duymamış gibi davranmayı tercih etti.
Masanın önünde duran, paspallıkta masadan geri kalmayan sandalyeye dünyanın en rahat oturma gereciymiş gibi keyifle yayılan Profesör Jenkins, “Merhaba. Ben Chantrelle Jenkins. Bir yetimi ziyaret edecektim.” dedi huzur verici sesiyle. Adam, sanki ona hakaret edilmiş gibi kızgın ve tiksinmiş bir surat ifadesi takınarak, “Hangi veledi görmek istiyorsun?” dedi sert ve bozuk lehçesiyle. “Katherine Quigley.” diye cevabı yapıştırdı Profesör Jenkins. O an adamın tiksinti ve öfke dolu surat ifadesine, korku da eklendi. “Üst katta, soldaki koridorun en sonundaki ve sağ taraftaki oda.” dedi telaşla. Ardından bir işi varmış gibi içeri bir odaya kaçtı.
Profesör Jenkins ise halinden oldukça memnun bir şekilde, Katie’nin odasına doğru ilerliyordu. Yüz yıllık gibi görünen, yıpranmış ahşap kapının karşısına gelince durup cüppesinin eteklerini çekiştirerek düzeltir gibi yaptı. Boğazını temizleyerek kapıyı tıklattı. İçeriden ses gelmeyince bir daha tıklattı. Kapıya doğru gelen ayak sesleri üzerine geri çekildi. Ayak sesleri iyice yaklaşarak durduğunda, karşısında kızıl saçlı ve kahverengi gözlü, böyle bir yetimhanede kaldığına inanılması için bin şahit gerektiren bir kız duruyordu. Uzun boylu ve zayıf olmasına rağmen, yanaklarında sağlıklı, doğal bir pembelik ve kahverengi gözlerinde hırs dolu bir ışıltı vardı. Kahverengiye yakın ışıl ışıl kızıl saçları, omuzlarından aşağı dökülüyor ve çiçeğimsi bir koku yayıyordu. Bu saf, temiz çocuktan oldukça etkilenen Profesör Jenkins, gözlerindeki merakı gidermek üzere konuşmaya başladı;
“Merhaba, Katie. Ben Hogwarts müdiresi Chantrelle Jenkins. İçeri geçebilir miyim? Seninle çok önemli bir konuşma yapmalıyız. Merak etme, fazla uzun sürmez. Hem fazla vaktimiz yok.” dedi güven veren yumuşak sesiyle. Kız, sadece başını onaylarcasına salladı ve içeri geçip yatağına oturdu. Profesör Jenkins de onu izleyerek, kapıyı kapattıktan sonra yatağın başucunda duran sandalyeyi onunla gözgöze gelecek şekilde çevirerek oturdu. “Söylesene Katie, son zamanlarda hiç garip şeyler yaşadın mı? Özellikle öfkeli, heyecanlı ya da bu tür yoğun duygular içinde olduğun zaman?” dedi çikolata rengi gözlerini Katie’ninkilere dikerek. Katie’nin göz bebekleri korkuyla büyüdü ve yanaklarındaki pembelik soldu. Onun bir tür deli doktoru ya da ucubeleri alıp götüren bir görevli olduğunu sanmıştı büyük ihtimalle.