Eski, asfalt kaldırımları delecek gibi yağan yağmurdan kaçış olarak kendini Bağıran Baraka'nın kapısından içeri attı Cynthia. Kahverengi saçlarından damlayan yağmur suyu ahşap zeminde ritmik sesler çıkartıyordu. Donuk bakışlarıyla etrafı süzmeye başladı Cynthia; muhtemelen geçen geceden beri içiyor olan sarhoş bir adam, safir mavisi pelerinli bir yabancı, elini başına koymuş düşünen bir kadın, bir masadan sahipsiz bir asayı aşırmaya çalışan bir adam. Kaşları çatıldı Cynthia'nın. Sessiz ve yavaş adımlarla adamın arkasından yaklaştı ve bir büyü yaparak onu hareketsiz kıldı. Korku ve şaşkınlık bakışlarla Cynthia'ya bakan bir başka adam belirivermişti yanı başında. Adeta bir heykel kesilen hırsızın elinden asayı zarif bir hareketle çekip aldı ve yanında duran diğer adama döndü. "Sanırım sizin efendim." dedi pürüzsüz sesiyle. "E-evet benim," diye karşılık verdi adam. Şaşkınlıktan ne yaptığını, ne söylediğini bilmiyor gibiydi. Cynthia onun bu halini yok sayarak "Böyle bir asayı burada bırakıp gitmemelisiniz efendim. Sanırım 'Mürver Asa' değil mi?" dedi. Soru sormuyordu aslında, bunun Mürver Asa olduğundan adı gibi emindi. Asaların türleri, içlerindeki her malzemeyi eksiksiz bilirdi. Buz mavisi gözleri ve kusursuz yüz, vücut hatları olan adam sessizce şöminenin yanındaki masasına döndü. Cynthia adamı tamamen unutmuştu ta ki boş masa olmadığını fark edene kadar. "Başka boş yer kalmamış. Buraya oturmamda bir sakınca var mı?" diye sordu adama. Bu yağmurlu havada sığınmak için girdiği yerde ayakta durmaya hiç niyeti yoktu. "Hayır yok tabi ki," Adam nezle olmak üzereydi ki sesi titriyordu. Cynthia içinden geçirdiklerinde ondan hep 'adam' diye bahsettiğini fark edince, tanışmaya karar verdi. "Aaa. Kendimi size tanıştırmadım. Ben Cynthia Priscilla Moreâu . Uzmanlık alanım tılsımlar. Bu dönem Hogwarts'da Tılsım profesörüyüm." Yeni işinden bahsetmek hoşuna gitmişti elbet. Genç adamın suratındaki sakin ifade yerini şaşkınlığa bırakmıştı bir kez daha. "Bende Dimitri Stefan Potter. Hogwarts Müdürü ve uzmanlık alanım iksirler." Çalışmaya başladığı yerin yöneticilerinden biriyle bu şekilde tanışmak çok hoştu elbette. "Memnun oldum. Kırk yıl düşünsem yeni patronum olduğunuz aklıma gelmezdi. Bu arada sanırım üşütmüşsünüz. Umarım iyisinizdir." Sesindeki şefkat gözden kaçacak gibi değildi. Anlayışlı gözlerle Dimitri'yi süzdü ve kusursuz yüz hatlarını en ince ayrıntısına kadar inceledi. Çehresindeki saf mükemmellik Cynthia'yı adeta içine çekiyordu.