Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Merakın Esiri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Merakın Esiri Left_bar_bleue96/100Merakın Esiri Empty_bar_bleue  (96/100)

Merakın Esiri Empty
MesajKonu: Merakın Esiri   Merakın Esiri Icon_minitimeC.tesi Ara. 31, 2011 9:12 am

Kartal Düşüyor

    Karanlık gecenin içinde göğe doğru yükselen yüce şatonun ışıkları karanlık sulara yansıyor. Etrafta ne bir kuş ne de bir gece hayvanından haber var. Yerli yersiz öten baykuşlar, ağaçları hafifçe sallayan rüzgar dışında hiçbir hareketlilik gözlenememekte. Aksi haldeki sessizlik tüyler ürpertici ve sağır edici.
    Gecenin ortalandığı bir vakit kulelerin arasından gelen kanat sesleri sessizlik perdesini aralamıştı. Kanat sesleri gittikçe seyrekleşiyordu. Kaynağı belirsiz kanat sessizleri yerini ani öten bir kuş sesine bıraktığında hayvan ay ışığına çıkmıştı. Bu gökyüzünde uçmanın yanı sıra adeta kayıyor denecek derecede ilerleyen bir kartaldı. Kartal o kadar hızlı uçuyordu ki; siyah tüyleri hızdan uçuşacak zaman bulamıyordu.

    Tekdüzelikle kulelerin etrafında tur atan kartal, rotasını anında değiştirmişti. Nereye gideceğini biliyor gibi kendisini bir anda yerçekimine bırakıp aşağıya hızlanarak düşmeye başladı. Acaba bir fare mi görmüştü? Ancak kartalın kendini bilir tavırları aksini iddia eder gibiydi. Sanki bir şey yapmak için buradaydı. Kartal yere çivilemeye düşmeye devam ederken mesafesi büyük bir hızla azalıyor, kartalsa hala kılını bile kıpırdatmıyor, durumunu bozmamakta kararlı kalıyordu. 3m… Kartal kanatlarını tüm genişliğince açarak ihtişamlı bir şekilde yavaşladı. Etrafında oluşan hava akımı yere kadar yol aldı öyle ki yerdeki toprak havalandı. Kartal kanat çırpmaya başladığında yere yakın paralel bir şekilde yol almaya başlamıştı. Şatonun bahçesini büyük bir hızla geçip giriş köprüsüne ulaştı. Şimdi ise 45 derecelik bir açıyla yükselip uçurumun üzerine kadar ilerledi sonrası ise sıfır anı ve büyük bir ivmeli dalıştı, uçuruma dalış...

    Kartal kayalıklardan sakınarak ve keskin dönüşlü manevralar yaparak uçurum boyunca ilerledi. Keskin duyuları ona Tanrıdan gelen en büyük armağanlardı. Yolunu kolaylıkla hissedebiliyor, ne zaman nerede bir kayalık ya da yıllık bir ağaç var onlardan korunabiliyordu.

    5 dakikanın ardından artık yolu görünmez-hissedilemez- oldu. Kartal hızını düşürdü. Çok yavaşta olsa yoluna devam ediyordu. Artık burada hiçbir canlı izi olmadığı ise açık ortadaydı. Ne bir mantar ne de bir yarasa. Sanki cehenneme iniyor ve burası da Stys Nehri idi. Kartal bulabildiği ilk tünek benzeri bir kaya çıkıntısında durdu. Ayakları soğuk zemine değdiğinde içine bir ürperti doldu. Kartal silkinerek kendine geldi. Ancak daha da garip olanı kartal büyümeye başladı. Aslında bu hacimce bir büyüme değildi. Hiçbir yeri sabit büyümüyordu. Önce çenesi kısaldı yerini daha yumuşak bir şey almaya başladı. Kanatları küçüldü ama aynı zamanda uzadı. Pençeleri büyüdü ancak sayısı arttı. Bir saniye sonra ortaya kanatlar yerine bir el, pençeler yerine ayakları, gagası yerine burun olan bir büyücü ortaya çıktı.

    Büyücü boynunu kütletti, ellerini yumruk yapıp geri gevşetti. Kaslarını imkânınca oynattı. Silah pelerini yer yer aşağıdan yukarıya doğru çıkan hava akımıyla uçuşuyordu. Sağ eli pelerinin cebini buldu içinden meşeden yapılma bir asa çıkardı. Etrafına boş gözlerle baktı. Göz bebeklerinin karanlığa alışmasını bekledi ancak bu bekleyiş ne kadar uzun süre olursa olsun asla bir şey göremeyeceğini de zaten biliyordu. Elini ileri uzatıp karanlığa fısıldadı. “Lumos!” karanlığı yaran beyaz-gümüşi ışık gözlere zarar parlıyordu. Etrafa yayılan efsunlu ses yatıştırıcıydı. Büyücü gözlerinin ani ışık değişimine alışması için bir süre bekledi. Artık kendisini daha iyi hissettiğinde karanlık uçuruma baktı. Aşağıdan ve yukarıdan artık hiçbir şey görünmüyordu. Burada ölüp gitse kimsenin ruhu bile duymazdı. Acaba buraya gelerek saçma merakına yenilerek ahmaklık mı yapmıştı? Aslında bu soruyu kendisine boşuna sormuştu çünkü bunu bilmiyordu. Sorularla dolu kafasına elini götürdü. Saçını arkaya doğru yatırdı. Ayağını karanlık boşluğa uzattı, nefes alıp kendisini sonsuzluğa bırakıverdi. Acaba bu bir intihar mı olacaktı? Ahmakça bir son..?



En son Alexandre Leal Markey tarafından Salı Mart 13, 2012 11:02 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Merakın Esiri Left_bar_bleue96/100Merakın Esiri Empty_bar_bleue  (96/100)

Merakın Esiri Empty
MesajKonu: Geri: Merakın Esiri   Merakın Esiri Icon_minitimeSalı Mart 13, 2012 10:56 am

Karanlıkta

    Etrafına gelen akım gittikçe güçleniyor bu da hızlandığı anlamına geliyordu. Alex büyüye odaklandı havada artık bir baykuş miseli süzülüyordu. Uçurum dibine varması ne kadar vaktini alacaktı bilemiyordu. "Lumos Maxima!" Asasından çıkan büyük beyaz top aşağıya doğru düştü düştü düştü... Sonunda yeri aydınlattı. En azından buradan yer gibi görünüyordu. Alex yine de tedbirliydi.

    Bir süre sonra hızını kesti. Yavaşladı ve daha da yavaşladı. Ayağı artık zemine basmıştı. Burada hiçbir yaşam belirtisi yoktu. Zaten bir canlı burada uzun süre yaşayamaz gibi görünüyordu. Alex'in de fazla durmaya hiç niyeti yoktu. Nefes almakta gitgide zorlanıyor sanki kendi mezarına az önce canlı canlı girmiş gibi düşünceleri şekillenmeye başladı.

    Elini çabuk tutması gerektiğini bildiği halde hareketleri yavaştı. Havadan olmalıydı. Alex asasını zemine gelişi güzel salladı. Bir iki çukur oldu. Etrafındaki ışık topu görmesini sağlıyordu. Aradığı şeyi daha önce görmese de nasıl göründüğünü biliyordu en azından. İşte bu en büyük teselliydi zaten. Bilgiye sahip olmak. Bugüne kadar hep cahilliğin amansız ve başaka çıkılması zor bir kanser olduğuna inanmıştı.

    Artık gücü kalmıyordu. Son gücünü buradan gitmeye kullanacaktı. Elinden gelirse buharlaşacaktı.

    "Depulso!" Toprakta açılan çukurdan garip bir ışıltı geliyordu. Bu toprak aradığı maddeyi içeriyordu. Tarif edildiği gibi küçük mavi parıltılar biraz daha yoğun. Kendisini saklamak için neredeyse toprakla bütünleşmiş. Alex kalbinin attığını gerçekten hissederek cebindeki küçük şişeye topraktan biraz kattı. Sonra açtığı çukurları baştan savma kapattı. Buradan gitmek için can atıyordu. Yukarıya yükseldi. Biraz daha yükseldikten sonra buharlaşmanın daha güvenli olacağını düşündüğü için yapıyordu bunu. Ve artık kendi niteliğinde ölçtüğü yere geldi. Gideceği yeri düşündü ve artık karanlıktaydı. Az öncede oradaydı ancak üzerinde bir hipogrif varmış gibi hissetmiyordu. Duygu birden geçti işte gelmişti.


En son Alexandre Leal Markey tarafından Salı Mart 13, 2012 11:04 am tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Merakın Esiri Left_bar_bleue96/100Merakın Esiri Empty_bar_bleue  (96/100)

Merakın Esiri Empty
MesajKonu: Geri: Merakın Esiri   Merakın Esiri Icon_minitimeSalı Mart 13, 2012 10:58 am

//Son//
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Merakın Esiri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: H O G W A R T S :: Okul Arazisi-
Buraya geçin: