Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Raskolnikov

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Adriana Raskolnikov

Adriana Raskolnikov


Lakap : Ana.
Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 18/07/13

Özel
Rp Puanı:
Raskolnikov Left_bar_bleue96/100Raskolnikov Empty_bar_bleue  (96/100)

Raskolnikov Empty
MesajKonu: Raskolnikov   Raskolnikov Icon_minitimePerş. Tem. 18, 2013 3:05 am


    13 Şubat Salı | Öğle Vakti



    Ponçiğimden bir ısırık aldım ve lattemin son yudumunu içmek için bardağı ağzıma götürdüm. Amanda her zaman ki gibi kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Ancak ben son derece ilgisiz ve sakindim. Şey,  aynı ben gibi. “Adamın bizi öldüreceğini söylüyorsun ama fazla bir rahatlıkla oldukça geç kalmış olan kahvaltını etmene şaşıp kalıyorum. Kate beni çıldırtıyorsun!” Sözlerini dişlerini sıkarak bitirdiği için doğrulup gözlerimi gözlerine diktim. Anladığım kadarıyla tüm bu söylediklerim onu üzmüştü. Korku aradım yeşil gözlerinde bariz bir şekilde. Ama bir gram bile yoktu. İşte benim arkadaşım. Güven vermek istercesine gülümsedim. Amanda yanımdayken bunu sık sık yapıyordum evet. “Bizi öldüremeyecek tatlım. Ama biz onu öldürmekten beter edeceğiz.” 

    Sözlerimle gözlerinde muzip bir ışıltı dans etmeye başladı. Hafifçe bana doğru eğildi ve başını yana eğdi. Tam aklımdakileri söyleyecektim ki kafenin yakışıklı garsonu Adam dibimde bitti. Bitmiş lattemi ve küçük tabağımı alıp yüzünde ki o çok sevdiğim gülümsemesini oluşturdu. Çılgın gibi gülünce gamzeleri beliriyordu da. “Başka bir isteğiniz var mı kızlar?” Sorusunda gizli kalmış bir vaat saklıydı. Gözlerimi kırpıştırıp ona doğru hafifçe yaklaştım. “Aslında var.” Sözlerimin sonunda elimle bana doğru gelmesini işaret etmiştim. Ve Adam bu isteğimi tereddütsüz yerine getirdi. Kalp biçiminde ki o güzel dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum. Ah her zaman ki gibi kahve tadı. Bu çocuğu seviyordum. Yavaşça derin bir nefes alıp yanımızdan ayrıldı ve bende ardından üzgün üzgün baktım. Amanda bana ateş saçan gözlerle bakıyordu. “ Ne var?” Cevap olarak gözlerini devirmekle yetindi. “Şimdi çok sevgili Jack’in bir kiralık katil olması beni hem çok üzdü hem çok şaşırttı. Şaşırtmasının nedeni ondan o potansiyeli beklemiyor olmam. Ama demek ki bizi oyuna getirmeye çalışıyor bizde aynı şekilde karşılık veririz o zaman.” Amanda’nın beklenti dolu bakışları zihnime doluştu. “Ne planlıyorsun?” Tüm bunları içkisinden bir yudum alıp bıyık altı gülerek yapmıştı ve tepkisine kahkahayla gülmeye başladım. “Ah tatlım ilk baştan çıkaracağız. Sonra onu kendi silahıyla vurup etkisiz hale getireceğiz. Sonra bir bakmışız hem kör, hem dilsiz, hem de sağır olmuş. Yani ölmüşten beter.”



    13 Şubat’ı 14 Şubat’a Bağlayan Gece


     Planın tıkır tıkır işlemesi için gereken özeni vermiştik ve şimdi kalan tek bir şey vardı. Jack’in gelmesi. Ayna da son bir kez görünüşüme baktım ve kendimi beğeniyle süzdüm. Tam bir bencil yaratığım evet. Siyah topuklularımın üzerine siyah, belime oturup sonradan bollaşan ve dizlerimin üstünde biten bir elbise giymiştim. Saçlarım alev gibi omuzlarıma iniyordu ve eyeliner ile tamamladığım göz makyajım yeşil gözlerime zümrüt bir hava katıyordu. Boynumdan hiç çıkarmadığım kolyem ise bu şıklığıma ayrı bir hava katmıştı.

    Jack ben tam ayna da kedime hayran hayran bakarken içeri girdi ve beni beğeni ile süzüp ıslık çaldı. Aynadan derin mavi gözlerine bakıp gülümsedim. Yanıma gelip beni kollarıyla sardı. Kulağıma eğildi ve sıcak nefesiyle son derece baştan çıkarıcı bir havayla üfledi. Dudakları kulağımda konuştu. “Naber güzelim?” Cevap olarak konuşmak yerine ona döndüm ve dudaklarına yapışıp uzun uzun öptüm. İşte şu an kendimden nefret edebilirim. “Çok iyiyim. Ya sen?” Beni aynaya doğru yaslayıp ellerini bacaklarıma indirdi. “Daha iyi olamazdım.” Hınzırca gülümseyip eğilen dudaklarını tekrar öptüm. Dudaklarımız ayrıldığında nefessizdi ve benim hiçte heyecanlanmadığımı fark etmeyecek kadar salaktı. “Ah Katharina.” Elinden tutup beni yatağa doğru çekince bir an duraksayıp baktı. Sanırım artık düşünebiliyorsun asalak. “Bu gece çok hızlısın.” Kaşlarımı hafifçe çattım ve gülümsedim. “Bir itirazın mı var?” Gözlerinde bir an şüphe görür gibi olsam da sonra arzu onu ele geçirdi. “Kesinlikle yok.” Zafer kazanmışçasına gülümseyerek elbisemin omuzlarını indirdim ve bedenimden kayıp gitmesine izin verdim. Jackse karşıma geçmiş beni aç bakışlarla izliyordu. Dayanamayıp bana doğru yürüdü ve parmağını ilk boynuma ardından göğüslerimin üstüne ve son olarak da göbek deliğime gelecek şekilde kaydırdı. Eli göbeğimdeyken tuttum ve onu yatağa çektim. Amanda şu an beni öldürmek istiyordu eminim. Aklımı bu düşünceden sıyırıp kendimi tekrar Jack’e odaklamaya çalıştım. Yatağa doğru geri geri yürüdü ve ben onu itince boylu boyunca serilmiş oldu. Yatakta ki Jack görüntüsüne baktım ve dudaklarımı büzdüm. Sonra çığlık atarak yatağa çıktım ve üzerine çıktım. “Sana yapacaklarımdan en ufak bir fikrin bile yok.” Derin derin nefesler eşliğinde “Bekliyorum.” dedi.  Sersem hemen de tahrik oldu. Eğilip onu son kez öptüm ve zihnimi boşaltıp kanımın büyüyle dolmasını bekledim. Doğrulunca yüzümde ki şeytanca ifadeyi silemedim. Tiksinçliğimi kaybedemedim ve o anda her şeyi anladı. Ama artık çok geçti. “Leberna rosayimum. Rekante toksaç. Leberna rosayimum. Rekante toksaç.” Kelimeler gırtlağımdan döküldü ve Jack altımda çaresizce hareketsizleşti.

    “Leberna rosayimum. Rekante toksaç. Leberna rosayimum. Rekante toksaç.” Odayı Amanda’nında sesi doldurunca işlemimiz başlamış oldu. Ayağa kalkıp Amanda’nın yanına yürüdüm. Son derece konsantre olmuş yeşil gözleri parlıyordu ve kurbanımıza odaklanmıştı. Zaferimizin etkisiyle gülümsedim ve kırmızı pelerinimi almak için gardırobuma yanaştım. Pelerini üzerime geçirirken düşündüğüm tek bir şey vardı. Bize bulaşan herkesin sonu bu olacak.

    Jack yatakta çaresiz ve hareketsiz bir biçimde yatıyordu. Büyü onu yatağa çivilemişti ve buzdan bir heykelden farksızdı. Sürekli bize ölüm tehditleri savurup duruyordu bir de. Geri zekalı. Hala daha umudu var. Etrafa geometrik bir şekil yaratacak şekilde mumları dizip sırayla yaktık. Hafif baharatlı tütsü ile odanın ambiyansını tamamen değiştirdik. Yapacağımız büyü oldukça tehlikeli ve zorlayıcı olacaktı. Ancak iki kişi olduğumuz için fazla etkilenmemeyi bekliyorduk.

    Jack’in bedenine doğru yanaşıp gömleğinin düğmelerini yavaşça açmaya koyuldum. İşlemim bitiğinde gömleği çıkarabilmek için ona doğru eğildim. Gözleri beni yakarcasına bakıyordu. İntikam istermişçesine. Hala akıllanamadı aptal. Vücudu donuk olduğu için kıyafetlerini çıkarmak zor oldu. Şimdi üzerinde yalnızca baxerı ile öylece duruyordu. “Onu neredeyse çıplak hale getirmemiz şart mıydı?” Amanda iğrenmişçesine bakan gözlerini Jack’ten bana çevirdi. Benim narin arkadaşım elbette ki bunu kaldıramayacaktı. Değil biriyle birlikte olmayı bir erkekle öpüştüğünden bile şüpheliydim. Çünkü Amanda tüm bunları benimle paylaşacağına ölmeyi yeğlerdi. Tam bir gurur timsaliydi. Ve birbirimize hiç benzemesek de onunla gurur duyuyordum.
    İş üzerindeyken bu kadar düşünmek yeterdi. Bakır kaseyi aldım ve bıçakla işaret parmağımdan küçük bir kesik yarattım. Kan yavaşça kaseye düştü. Amanda’da aynı işlemi tekrarladı ve kaseyi ateşin üzerine götürüp bıraktı. İkimizde bakır kaseye yönelip sihirli sözcükleri mırıldanmaya başladık. “Narazana koçiçyuk. Resetenya braborus. Narazana koçiçyuk. Resetenya braborus.” Ve bu sözlerle birlikte o çok önem verdiği aleti işlevini yitirdi. Artık ne kadar uğraşırsan uğraş kalkmayacak tatlım. “Leysa lanya redetsen. Berkadasun lamati rakajar. Leysa lanya redetsen. Berkadasun lamati rakajar.” Şimdi o çok sevdiğim mavi gözleri göremez hale gelmişti. Diğer kelimeler konuşma duyusunu elinden aldı ve son sözlerimi duyabilmesi için işitmeyi sona bıraktık. “Bizimle uğraşan herkesin sonu bu olacak. Ölmekten beter hale gelecekler. Ve emin ol ölmek için yalvarmak isteyecekler.” Amanda’nın sesi son kez konuşunda Jack bizi duyamaz hale gelmişti. Kaseyi aldı ve Jack’in ağzına yöneltti. Kanlarımız ve büyü onun boğazını yakarak tüm bu olanları mühürleyecekti. Yudumları bittiğinde vücudu çözüldü ve sarsılmaya başladı. Ardından duyduğum hıçkırıkları midemi bulandırdı. Acizlikten nefret ediyorum.

    Amanda dimdik bir sırtla önümden geçip kapıya yöneldi. Yüzümde bir gülümseme ile adımlarını takip ettim. Ve artık intikamımız alınmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Parthenia

Parthenia


Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 09/05/13

Raskolnikov Empty
MesajKonu: Geri: Raskolnikov   Raskolnikov Icon_minitimePerş. Tem. 18, 2013 3:19 am

Puanınız: 85





# Betimleme: 25/30
# Akıcılık: 9/10
# Yazım Kurallarına Uyum: 8/10
# Sayfa Düzeni: 8/10
# Renklendirme: 3/5
# Kurgu: 22/25
# Uzunluk: 10/10

İyi rol oyunları!

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Raskolnikov
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Raskolnikov
» Raskolnikov | Yükseltme

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Role Play Geçmişi-
Buraya geçin: