Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Quentin Spencer Rodney

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Quentin Spencer Rodney

Quentin Spencer Rodney


Mesaj Sayısı : 61
Kayıt tarihi : 20/07/12

Özel
Rp Puanı:
Quentin Spencer Rodney Left_bar_bleue98/100Quentin Spencer Rodney Empty_bar_bleue  (98/100)

Quentin Spencer Rodney Empty
MesajKonu: Quentin Spencer Rodney   Quentin Spencer Rodney Icon_minitimeCuma Tem. 20, 2012 7:03 am


Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Asıl önemli olan şey, dünkü halimizden üstün olmamızdır.

Kasların son bir yılda belirginliğini arttırmasıyla doğru orantıyla artan kudret, kanına karışarak aktığı damarlar aracılığıyla bütün vücuduna yayılıyordu. Artık güçlüydü. Yaşının getirdiği olgunluk parçası, düşünce tarzıyla beraber; etrafa ve etraftaki her bireye olan bakış açısı değişiklik göstermişti. Yeni hayatına adapte süresi, pek bir zamanını sömürmüş olsa da; artık hiç olmadığı kadar hazır hissediyordu. Zira küçük şeyler dahi büyük sonuçlar doğurabiliyordu… Bir anlığına yaşadığı buhranı unutmayı ve düşüncelerinden uzaklaşarak huzura ermeyi düşlemesinin akabinde gözlerini kapamış; lakin beklediği sonuca varamamasıyla birlikte, birkaç dakikanın akabinde yavaşça araladığı gözleri; yüz yılların eskitmediği tavanla karşılaştı. Okulun duvarları gibi her bir köşesindeki tecrübe kokusu, burnundan girerken; derin ve içten bir of eşliğinde indirdi bakışlarını. Göğsüne yaslanan başın ve iki bedenin arasında ütülenen saçın sahibi bedeni süzerek, cadının kokusunu düşünmeden derin derin çekti. Sınavlardan sonra, okuldan kısa süreliğine ayrılacak olması, sahip olduğu bedeni sarsacağından emindi; lakin büyücü gibi cadı da güçlüydü ve bunu en iyi büyücüden başka kimse bilemezdi. İlk sefer olduğu gibi bu sefer de dayanacak ve büyücünün yokluğunda güçlenmeyi öğrenecekti… Bedeni kendisine iyice sararken, diğer cadılar gibi sevgilisinin de derin uyuduğunun farkına vardı. Bedenini geri çekerek ayağa kalktı ve eli yardımıyla cadının bedenini yavaşça serdi yumuşak yatağa. Dişi kartalın başı, yastığa temas ettiği anda; bedeniyle birlikte sağa dönmüştü. Quentin, sevgiyi tattığı bedene birkaç saniye daha baktıktan sonra, hava şartlarını göz önünde bulundurarak örtüyü cadının beline kadar çekti ve günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapmak üzere boş dersliğe çevirdi adımlarını.

Kendisini kamufle etmiş bir bukalemun misali ilerliyordu koridorlarda. Sessiz ve gizli… Uzun süredir konuşamadığı; lakin uzun süredir tanıdığı dostlarından birine adım adım yaklaşırken, dostu olarak gördüğü kimseye onun gibi güvenemeyeceğini düşündü. Başka çaresi yoktu. Her şeyi göz önünde bulundurmalıydı ve akıllı olmak zorundaydı. Belki de çok daha akıllı… Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır. Durumunu tanımlayan iki cümle zihninde yankılanırken, tek çaresini kullanmak zorundaydı. Bunu geleceği, sevgilisi ve dostları için yapacaktı; zira Quentin, kudretle yıkanmış bedeniyle bile kudrete teslim olmamıştı. Kısacası bencillik bu durum için uygun bir kelime değildi.

Adımları, boş dersliğe vardığında şüphe etmeden ve etrafı kolaçan etmeye lüzum duymadan içeri girdi. Gözleri, bedeni gibi rahat olmasına karşın gizliden gizliye temkin taşıyordu. Çift kişilik sıraların arasındaki geçide sapmadan, orta sıralardan birine kurulan cadıyla karşılaştı gözleri. Çehresindeki ciddiyetten bir parça bile kaybetmeden zamanın azlığını da göz önünde bulundurdu ve dudaklarını araladı. “Davetimi kabul etmene sevindim, Pierretta. Zira son konuşmamız pek verimli geçmemişti.” Amacının cadıyı kızdırmak olmadığını kendine hatırlatarak hedefine kitlendi, cadının cevabını beklemeden tekrardan söze girmekten de çekinmedi büyücü. “Şundan emin olabilirsin ki, seni buraya geçen seferki konuşmamızın hesaplaşması için çağırmadım, bu mevzunun ciddiyeti hayli yüksek.”

Ailesinden nefret ediyordu. Genlerinin mutasyonundaki tek etken sayılabilecek ailesinden, kesinlikle nefret ediyordu. Lakin bu nefretin, saf bir nefret olduğu söylenemezdi. Nefret, içinde birçok duyguyu da taşıyordu; kin, öç alma, kibir… Bu duygulara ev sahipliği yapan kalbiyse, kararsa da ve kararmaya devam etse de bu duygulardan kurtulmanın tek yolu, apaçık ortadaydı. Sorgu ve öç. Adını lekeleyen bir soyada sahip olmanın nasıl bir his olduğunu büyücü çok iyi bilirdi. Merhamet duygusundan mahrum bırakılmanın ne demek onu da çok iyi bilirdi. Merhamet, eskiden büyücünün kalbindeki en kudretli duyguyken şuan solmuş bir gülden farksızdı… Dünya’ya bir kez gelecek olduğunu düşündüğü ruhunun lekelenerek kirlenmesi, sinirlerini olağanca bozmuştu ilk zamanlar. Lakin yabancı olduğu bu duruma, soyundan farklı olduğunu düşündüğü ve bunu tavırlarından anlayarak kendine örnek aldığı amcası Albert sayesinde adapte olarak kendisini korudu. Amcası, Spencer’a yardımcı olmuştu. Tam bir Rodney’e dönüşümündeki süreçte, ona eğitmenlik yapmıştı ki bu sürecin hızına etki ettiği gibi karşılaşacaklarına hazırlanması için de bir fırsat yaratmıştı. Ona değer veriyordu ve güveni sonsuzdu. Ta ki, onun da sırtından bıçaklayıcı hamlesine dek… Amcasının büyücüye aile yadigârı olarak emanet ettiği yüzüğün aslında bir lanetten farksız olduğunu anlaması pek uzun sürmemişti, aynı amcasının tek amacının yüzüğü Quentin’e vererek Hogwarts’ta güvende tutmak olduğunu anlaması gibi… O gün, kimseye değer vermemesi ve kimseye tamamen güvenmemesi gerektiğine inanmaya başladığı gündü, kızgındı. Kendisini bildi bileli güvendiği ve yanında yaşadığı amcasının da hilekâr çıkması, ne kadar üzücü olsa da hiçbir zaman üzülmedi büyücü. Nefretin kudret kazanmasına sebep doğuran diğerlerinden farksızdı artık büyücünün gözünde. Kızdı ve kin güttü. Klasik bir Rodney tavrı. Değer vermeme olayı, Alkyone ile aralarındaki ilişkinin ilerlemesiyle bir istisna kazansa da güven duygusu için istisna tanımadı ve tanımamaya devam edecekti. Evrim geçiren ruhuna bir lütuf olarak gördüğü kudreti, göz önünde bulundurmadan hareket eden amcasına acıdı. Quentin, amcası Albert’ın Quentin’in bu halini de göz önünde bulundurarak plan yaptığını düşünse de bir an önce alacağı öçleri, kontrolsüzce ve delice arzuluyordu. Soyadına olan bağlılığını düşündüğü zamanlarda aklına gelen eski Spencer ile şuan ki Spencer’ı kıyaslayan büyücü, aradaki farka hayret etmiyordu. Zira bir yandan o günün geleceğini biliyordu ve evrimleşecek bedeninden gelen ilk ipucuyu, altı yıl önce büyük salondaki o sandalyede almıştı.


Ağzından azat eden son kelimelerin ardından, içine düştüğü düşünce buhranından kurtularak; ciddi bakışlarını üzerinde gezindirdi porsuğun. Karşısındaki cadıyla içinde bulundukları durumun birçok farklı noktası olduğu gibi birçok ortak noktası da vardı ve bu ortak noktaların, çoğu zaman yardımı dokunuyordu. Pek vakit geçmeden karşılık vermek amacıyla cadının araladığı kırmızıyla pembeyi eşit oranlarda barındıran dudaklarının arasından süzüldü kelimeler. Bu esnada, olağanca dikkat kesilen büyücü bir yandan da yapacağı konuşmanın ayrıntılarını zihninde belirlemeye çalışıyordu. “Ciddiyetin farkındayım, Quentin; ama bu ciddiyeti sende gördüğüme şaşırdım sadece.” İğneleyici kelimelerin kulaklarında işitilmesinin akabinde, istemsiz bir kıkırdama ifşa olurken kuru dudaklarından gözleri de kıkırdama gibi istemsizce zemine indi sadece birkaç saniyeliğine. Tekrar ciddiyete kavuşması için geçen sürede, sükûneti tercih etmişti; zira cadının da dikkatini vermesi için bir fırsattı bu. Gözlerinin cadınınkilere yükselmesiyle birlikte, kendisindeki ciddiyetin yansımasını görünce konuya girecekti ki; cadı bakışlarını açıklayıcı kelimeleri dudaklarından ifşa etti. Konuya girmek için hiç vakit kaybetmeyen büyücü, cadıyla aralarındaki mesafeyi azaltırken bir yandan da gözlerinin içine bakıyordu. “Senden, birkaç şey rica edeceğim. Öncelikle, bu söylediklerimizin aramızda kalması gerektiğini söylememe gerek bile yok sanıyorum.” Nefes arası için kelimeleri kesse de asıl amacının gerçekleşmesini bekledi ve Etta’nın gözlerinden gerekli yanıtı aldığında devam etti. “Sınavlardan sonra, kısa bir tatile çıkacağım Etta ve okul kapanmadan döneceğim. Bu süreçte Alkyone’a gözün gibi bakacaksın. Amacım sana emir vermek değil ve Alkyone’u sevmediğini biliyorum; lakin ben Nels’e bir süre nasıl gözüm gibi bakıp saklamana yardım ettiysem karşılığını almalıyım. Üstelik Alkyone bundan haberdar olmayacak.” Sert konuştuğunun farkındaydı; lakin konunun ciddiyeti, tınısına ve dudaklarından süzülen her kelimeye ister istemez tesir ediyordu. “Ama senden asıl arzum bu değil.” Henüz cadının dudaklarını aralamasına izin vermedi. Sözünün kesilmesinden hoşlanmadığını porsuğun da bildiğinden emindi gerçi. “Tatilimde, sana da ihtiyacım olacak. Nereye gittiğimi şuan söylemeyeceğim; lakin benimle her an irtibatta olacaksın. Bir yandan Alkyone ile ilgili haberleri uçuracak bir yandan da benden haber alacaksın. Bundan Alkyone veya herhangi birinin haberi olmayacak zaten; ama gerektiği zaman gerektiği yerde olabilmen için bunu yapmalıyız. Sana gereğinden fazla ihtiyacım var Etta.” Son cümlesini söylerken yüzünde de kelimeleri tamamlayan duygu vardı. Sustuğundaysa kendisini pür dikkat dinleyen dostunun bu iyiliği yapacağından emin olmak için, gözlerini karşısındaki cadının göz bebeğine dikti.

*:

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Veradiscia Bratčikovaite
Slytherin VI. Sınıf Öğrencisi
Slytherin VI. Sınıf Öğrencisi
Veradiscia Bratčikovaite


Lakap : Vera
Rp Sevgilisi : Benim evet.
Mesaj Sayısı : 168
Kayıt tarihi : 03/09/11

Özel
Rp Puanı:
Quentin Spencer Rodney Left_bar_bleue99/100Quentin Spencer Rodney Empty_bar_bleue  (99/100)

Quentin Spencer Rodney Empty
MesajKonu: Geri: Quentin Spencer Rodney   Quentin Spencer Rodney Icon_minitimeCuma Tem. 20, 2012 7:20 am

    Betimleme: 30/30
    Akıcılık: 10/10
    Yazım Kurallarına Uyum: 10/10
    Sayfa Düzeni: 10/10
    Renklendirme: 5/5
    Kurgu: 23/25
    Uzunluk: 10/10

    Puanınız; 98.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Quentin Spencer Rodney
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Quentin Spencer Rodney.
» Mr. Rodney
» Spencer Rodney

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Role Play Geçmişi-
Buraya geçin: