Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Stay Away From Me

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Amanda Argent

Amanda Argent


Lakap : Hels
Rp Sevgilisi : Biri var ki, düzenli olarak kızın psikolojisine sıçıyor.
Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 11/06/10

Özel
Rp Puanı:
Stay Away From Me Left_bar_bleue98/100Stay Away From Me Empty_bar_bleue  (98/100)

Stay Away From Me Empty
MesajKonu: Stay Away From Me   Stay Away From Me Icon_minitimePaz Tem. 22, 2012 9:12 am

Stay Away From Me
Lithia & Thyke
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Finlay Ramsay
Gryffindor VI. Sınıf Öğrencisi
Gryffindor VI. Sınıf Öğrencisi
Finlay Ramsay


Lakap : İçkoç, Etekli, Kızıl.
Rp Sevgilisi : sister or porn? haha, SISTER! :kasgoz:
Mesaj Sayısı : 66
Kayıt tarihi : 22/07/12

Özel
Rp Puanı:
Stay Away From Me Left_bar_bleue100/100Stay Away From Me Empty_bar_bleue  (100/100)

Stay Away From Me Empty
MesajKonu: Geri: Stay Away From Me   Stay Away From Me Icon_minitimePaz Tem. 22, 2012 9:48 am

    Sütyenini bir kenara fırlatıp yenisini almak için yıpranmış çekmecelere uzandı. Önce karanlıkta elleri ile yoklamak zorunda kaldı. Sonrasında ise cehennemin ateşi ile canlandı gözleri, kıpkırmızı bir şekilde sanki ışık saçmış gibi. Gözlerinden ateş fışkırıyordu genç iblisin. Aynada kusursuz vücuduna baktı. Sari saçları elektriklenmişti. Odaya sonradan eklettiği küçük banyoya doğru ilerledi, genç kadın. Hala içeride kan kokusu ile karışık lavanta kokusu vardı. Ve loş bir ışık hakimdi içeriye. Yerde yatan kanlı vücuda baktı. Sonra hala kulaklarında çınlayan cümleyi bir kere daha duydu. Önce ne dendiğine anlam yükleyemese dahi, sonradan aklına dank etti. Bu az önce can çekiştiği için attığı çığlıkları içinde hissettiği kadındı. Kadın Thyke yokken sızmıştı içeri. Eve girdiğinde banyoda olan çıplak kadını buldu. Kollarından kanlar akıyordu. Sonra yavaşça fısıldadı. “Sen Ecel'sin değil mi? Çok beklettin, neredeydin?“ Sonra kıkırdamıştı. Bir kurban, ölüm istiyor. Hayır Ecel değilim, en azından bugün. Ama istersen olabilirim. Sonra o derin kadın çığlığı.
    Banyoda vücuduna soğuk gibi işleyen korkuyu düşündü. Hiç korkmamıştı. Hiç hissetmemişti çaresizliği. Çaresiz değildi. Kesinlikle değildi. Tek çare ölümdü. Ölümsüzdü. Ölümü tatmıyor, tattırıyordu. Bazıları kendi kendine geliyorlardı. Yalvarıyorlardı. Canlarını alması için yalvarıyorlardı genç kadına. Bazıları ise... Onları yakmaması için yalvarıp yakarıyorlardı. Günahkar insanların geldikleri yerde acı vardı. Acı, çaresizlik, ihtiyaç. Kimi yanarken bile bağırıyordu. Uyuşturucu, içki, sigara. Yetmedi mi, piçler? Yetmedi mi bu günahlar? Yetmedi mi bu acı? Bazen çoğu içinde üzülüyordu. Ama buydu. Değiştiremezdi bunu. Asla değiştiremezdi. Öyle yaratılmıştı. Öyle gidecekti. Onun hayatı buydu.
    Çıplak vücudunun üzerinden bir soğuk hava dalgası geçince hemen ellerini lavabonun üzerinden çekti ve içeri geçip sütyenini giydi. Sonrasında yavaşça üzerini giyindi ve kendini yatağının şefkatli kollarına bıraktı, Thyke. Dışarından gelen sesleri duydu. Doğruldu güzel kadın. Odayı aydınlatan tek ve çok küçük pencereye adım attı, Thyke. Demir parmaklıklara tutundu ve başını yasladı. Burnu dışarı hafifçe taşarken gözlerini karşıdaki kutlamalara dikti. İblislerin şehri alması üzerine yapılan kutlamalardan biriydi sadece. Şehrin her yerinde, hemde her yerinde kutlamalar yapılıyordu. Aşağı inmek için oradan ayrıldı ve siyah uzun paltosunu giydi.

    En az dolaplar kadar eski olan kapı tokmağını çevirip dışarı çıktı. Düzenli bir evi yoktu. Parası vardı. Neresi ona cazip geliyorsa oraya giderdi, genç kadın. Otelin bir koridorunda birbirini yiyen bir çift ile karşılaştı. En son baktığında ise kadın adamın üzerindeydi. Sonra midesinin kalktığına karar verip hemen asansöre yöneldi. Harap olmuş asansorün kapıları büyük bir gıcırtı ile açıldı ve içeri girdi genç kadın. Sağlamlığından şüphe duysa dahi zemin kat tuşuna basıverdi. Zemin kattan, otelin dökülen, büyük, beyaz -boyası çıkmış- kapısının; dili dışarıda bir yılan şeklinde olan, paslanmış kapı tokmaklarından tutup dışarı doğru itti. Dışarı çıkıp kalabalığa karıştı genç kadın. Sonra aklına yukarıda bıraktığı ceset geldi. Temizlikçi kadın onu bulursa kıyamet kopardı.
    Kutlamaların olduğu yere vardı ve fazla içeriye karışmamak üzere verdiği sözü tutup birazcık grup dışında kaldı. Yürüdü. Slogan atan insanlara aldırmadan yürüdü. Yürüdüler. Sonunda burnundan soluyan birinin yanında yürüdüğünü fark etti. Kadın fark etmemişti, Thyke'yi. Gözlerinin içine baktı kadının. Kendi gözlerindeki ateşin aynısını görmeyi bekledi ancak, nefret, öfke ve kin kokan o çatık kaşlı, derin masmavi gözlü bir surat buldu. Kadının onu fark etmesiyle bir adım geri çekilmesi bir oldu. Neyden korktuğunu bilmiyordu ancak, korkuyordu işte. Belki de o nefretten, kinden. Kin tutmak... Ne kadar kötü bir şeydi. Kadının ne diyeceğini pek merak ediyor sayılmazdı açıkçası. Hiç konuşmadı. Kadınında susmasını istiyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amanda Argent

Amanda Argent


Lakap : Hels
Rp Sevgilisi : Biri var ki, düzenli olarak kızın psikolojisine sıçıyor.
Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 11/06/10

Özel
Rp Puanı:
Stay Away From Me Left_bar_bleue98/100Stay Away From Me Empty_bar_bleue  (98/100)

Stay Away From Me Empty
MesajKonu: Geri: Stay Away From Me   Stay Away From Me Icon_minitimePaz Tem. 22, 2012 11:38 pm

Uzaklara, çok uzaklara git. Kendinden, başkalarından kaç. Arkana dahi bakma.
Ancak durduğun zaman; sen yine sen olacaksın.
Gitmek çare değildir, gitmek gitmektir işte. Hepsi bu.
    Kızıl saçları dalgalar halinde dans edermiş gibi omuzlarından aşağı dökülen genç iblis, mavinin en cafcaflı tonu olan gözlerini ileriye dikti. Kaşları her zamanki gibi çatık, adımları her zamanki gibi hızlı, nefes alışları düzenliydi. Kalabalığın ortasında içinde adeta patlamaya hazır bir volkanla yürürken, bütün hayatı düzen üzerine kurulu olan birisi için tam bir kaosun ortasında gibiydi. Her tarafında kutlama yapan iblisler, kahkahalar, kanlar ve cansız bedenler vardı. Death Town, kızın daha önce hiç görmediği kadar neşeliydi. Yersiz, lanet olası neşe. Onların görevleri durmamaktı, sürekli ilerlemek, diğerler sefil ırklar öylece otururken ileriye yürümek. Hayır, kesinlikle parti yapmak değildi. Bundan kimin sorumlu olduğunu biliyordu. Adımları ister istemez ona doğru hızlanırken sarışın, buz gibi bakışlarıyla etrafı süzen iblis ile göz göze geldi. Kadının suratındaki yayık gülümseme gergin olan iblisin burnundan solumasına neden oldu. Şeytanın bir numaralı adamı diye düşündü Lithia. Kanını büyücü kanıyla kirleten bir şeytan ve onun yandaşları. Uğruna, ırklarına, yaratılışlarındaki her şeye aykırı olan planları. Dişlerini birbirlerine bastırdı diğer iblisin yanına varınca kızıl saçlı iblis. Karşısındaki alaycı bakışları nefretle karşılayarak tısladı. "Ölüm her tarafta rahatça kol gezinirken, bu haltta neyin nesi, Lalita?" Sesindeki mesafeli tonun yanı sıra sinirlerine hakim olamamasının verdiği kızgınlık öne çıkarken, karşısındaki kadının kahkahası üzerine çatık kaşlarını mümkünü varmış gibi iyice çattı. İçinde büyüyen alevleri hissediyordu iblis. Hemen şimdi, diye düşündü. Hemen şimdi onu burada öldürebilirim. Derin bir nefes aldı; hayır, bunu yapamazdı. O zaman Rising Death'in uğrunda çabaladığı her şeyi kaybederdi. Aldrich'e etmiş olduğu bağlılık yeminini hiçe saymış olurdu. Böyle bir seçenek yoktu.

    "Bayan çatık kaşlı gelmiş, neden bir şeyler içmiyorsun Hels?" Kadının ses tonundaki alaya karşı gözlerindeki soğukluk bariz bir şekilde okunuyordu. İçinden onlarca cümle geçti Lithia'nın. Dibinden ayrılmadığı, onsuz bir hiç olacağı şeytanın yerini sormak istedi, bir büyücü ile boynuzlanmanın nasıl bir şey olacağı hakkında bir şeyler mırıldanmak... Ama yapmadı. Kendi içinde gösterdiği muhteşem bir kontrol ile yalnızca güldü. "Hepiniz bir avuç aptalsınız. O lanet olası cehenneme geri döndüğünüzde partinize istediğiniz kadar devam edebilirsiniz," dedi ve arkasını döndü. Kızıl saçları esen rüzgarla savrulurken birkaç kişinin ıslık çaldığını duydu. Rezil iblisler. Arkasında bir hareketlilik sezdiyse de kafasını çevirmedi. Arkasında bıraktığı kadının bunun altında kalmayacağını çok iyi biliyordu. Yakın zamanda aralarındaki gerginliğin çok daha ötesine taşınacağını da. Ancak şimdi; o öndeydi. Sözlerini söylemiş ve gitmişti. Buna karşın aldığı nefesler hâlâ hızlıydı. Attığı adımların sonu gelmeyecekmiş gibi gelirken gözlerini ayaklarından ayırarak ileriye dikti. Birden, hiç tanımadığı, daha önce hiç görmediği bir iblis ile göz göze geldiğinde kızın kendisine dikilmiş olan gözlerinden rahatsız oldu. İçindeki öfke her zamanki gibi onu ele geçirirken kafasını hafifçe sağa doğru yatırarak kıza yaklaştı. Onun geri çekilmesi onu daha da tetiklediğinde, aralarında birkaç adım kalana kadar ilerledi Lithia. Donuk mavi bakışları karşısındaki kızın endişe dolu gözlerine kitlendi. "Neye dik dik bakıyorsun, ha?" Tek kaşı meydan okurcasına kalktığında kızın omzunu kavradı sol eliyle sıkıca tırnaklarını batırırken. "Eğer eğlenmek istiyorsan yanlış kişiye çattın."

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Finlay Ramsay
Gryffindor VI. Sınıf Öğrencisi
Gryffindor VI. Sınıf Öğrencisi
Finlay Ramsay


Lakap : İçkoç, Etekli, Kızıl.
Rp Sevgilisi : sister or porn? haha, SISTER! :kasgoz:
Mesaj Sayısı : 66
Kayıt tarihi : 22/07/12

Özel
Rp Puanı:
Stay Away From Me Left_bar_bleue100/100Stay Away From Me Empty_bar_bleue  (100/100)

Stay Away From Me Empty
MesajKonu: Geri: Stay Away From Me   Stay Away From Me Icon_minitimeÇarş. Ağus. 01, 2012 9:34 am

    "Neye dik dik bakıyorsun, ha?" Tek kaşı meydan okurcasına kalktığında kızın omzunu kavradı sol eliyle sıkıca tırnaklarını batırırken. "Eğer eğlenmek istiyorsan yanlış kişiye çattın."
    Canının yanmadığını biliyordu herhalde karşısındaki iblis. Canı yanmazdı. Yada bilmiyor muydu? Bilmeliydi. Genç kadına dikti gözlerini. Suratında ne bir gülümseme, ne bir ciddiyet vardı. İfadesiz suratını, donuk bakışlarını gördü genç iblisin. Kızıl saçlarını süzdü ve sgözlerine baktı. Sonsuz bir kuyu gibi derindi masvmavi gözleri. Kuyuya düşmekten korkarcasına geriledi. Hala tırnakları omzundaydı genç kızın. Korkusuz bir ifade oturttu suratına. "H-hiç. Sadece... Niye bu kadar sinirli olduğunu merak ettim. Açık sözlülüğümden dolayı da canımı yakacaksın. Gerçi canım yanmıyor. Bunu bilirsin sanmıştım. Hels. Adın bu mu? Orada duydum seni. Gösteriyi düzenleyen soytarılardan biriyle konuşuyordun. Şu yayık suratlıyla." Bu sırada genç kızı köşeye çekmişti bile. Yolun ortasında durmak diğer iblisleri kızdırabilirdi. İblisler böyleydi. Kim ne derse desin, her ne kadar bu alevli ruhu taşısalar da, eğlenmeyi -bu şekilde eğlenmeyi.- bilselerde, en küçük saçma bir şeyden birbirlerine girebilirlerdi. Bu saçma durumdan ötürü bazen kaçmak isterdi, Thyke. Tekrar boş bakışlarını genç kadına çevirdi. Eli hala omuzundaydı. "Öyle dik dik bakmak istemedim. Ama dikkat çekiyorsun... Gerçekten." Sonra duraksadı. Dilini yutmuş gibi bakıyordu genç kadın. Ama yüzündeki nefret ve kin dolu bakış hala ortadan kalkmamış, üzerine de donuk bakışlar eklenmişti. Bu surat ifadesini tanıyamıyordu. Hiç böyle olmamıştı. Olmayacaktı da. Ona göre bu insanlara rahatsızlık verirdi. Karanlık Lady ile Şeytan'ın evlenmesi sonucu tüm düşüncelerini yenilemişti genç kadın. Farklılıkların dostlukta getirebileceğini, dümanlıkta getirebileceğini anlamıştı. Her zaman ona karşı hassastı Thyke. Şeytan ne derse o olurdu. Onlara yol gösteren O'ydu. Ona itaat etmeleri gerekiyordu. Doğurmak kadar, yol göstermek de önemliydi bu dünyada. Bir tek burada değil, iki cihanda da böyleydi.

    Genç kadından ayırmayı başardı gözlerini. Hayatının bir kısmını gözlerinin önünden geçirirken eskiden sahip olduğu vücutları düşündü. Sonra düşündü. Neden onca vücut arasından, bu formu seçmişti? Gençliğindendi. Sonra kusursuz vücudunu düşündü kadının. Öldürdüğü canını aldığı. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Banyodaki cesedi düşündü. Sonra kendi vücudunu... Ah, yine yapmıştı yapacağını. Hiç ummadığı anda beynini ele geçiren görünmez karıncalar insanı kendilerine uyduruyorlardı. Yada bu sadece Thyke'ye oluyordu. Bu düşüncelerini garipserdi Primus olsa. Sonra düşündü. O artık yoktu. Gözlerini yeniden karşısındaki kıza çevirmeden elini yavaşça, kızın elleine götürdü ve omuzundan itekledi. "Ha ayrıca, bu hiç hoş değildi." Yavaşça kendisine birkaç beden büyük gelen tişörtünün kolunu indirdi ve kanamaya başlayan tırnak izlerini gösterdi. Bunu yaparken kızın gözlerinin içine asla bakmadı. Korkuyor muydu? Hah,hayır. Saf olsa da oldukça güçlü bir iblisti. Korkuları hiç olmadı. Ama insan formundayken korkmalıydı. İnsanlardan korkmalıydı. Bir çok insan, bir şeytana pabucunu ters giydirebilecek kadar zekiydi. Belki güçlü değildi ama, zekiydi insan oğlu. Hemde çok zeki. Ama Tanrı onların üstesinden geliyordu. Sıkılmaya başladığını hissetti ve düşünceli gözlerini yeniden genç kadına çevirdi. Bir ateşle yanıyordu gözleri. Mavi bir ateş. Kuvvetli, derin. Sonra tekrar boyunlu ayakkabılarına çevirdi gözlerini. Beyaz lastikleri, mor kadife yerleri kadar pis duruyordu. Bunları atmayı aklının bir köşesine yazdı. Artık yapması gereken tek şey bu hayata alışmak, arkadaş edinmek ve şu kızın konuşmasını beklemekti...

Adaşım. :
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Stay Away From Me
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» stay with me.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: İ B L İ S B Ö L G E S İ :: Hell :: Darkness Pub-
Buraya geçin: