Uyumak tutkudur, hele ki uzun süre uykunun tadını alamamış bir genç kadın için.. Svetlana, diğer kadınların özen gösterdiği güzellik uykularından uzun süredir uzaktı. Nathan’ın bulunması, kitapların kaybolması derken sürekli tekrar eden imgelemler, gecelerini tamamen işgal eden kabuslar uyku için ona hiç de yardımcı olmuyordu. Anna bu pazar sabahı onun rahatsız edilmemesi konusunda bütün okulu sert bir dille uyarmıştı. Yine de Svety çok da şanslı bir kadın sayılmazdı..
Telefonun tiz sesi kulaklarına dolduğu anda Svetlana irkilerek doğruldu. Bilinci henüz kapalı olsa da böyle durumlara alışkın olan elleri hızla telefonunu buldu. Hat düştüğü anda öbür taraftan gelen dinç ve neşeli ses ile bilinç kazandı.
“Hey, Svety.”
Svetlan’ın beyni birkaç dakika için cevap vermeyi reddetse de telefonun diğer ucundan gelen homurtulara gözlerini devirerek, konuştu.
“Sabah sabah beni rüyanda mı gördün Shery.”
Sheridan ona rüya işlerinin onun uzmanlık alanında olduğunu söylerken bir süre sonra mızırdanmaları dikkat çekmeye başladı. Svety, derin bir iç çekiş koyvererek mırıldandı.
“Bebeğim, hafta sonu için dışarıdaydım.. Fakat fark ettim ki..”
Svetlana soru soran bir ses çıkardığında Shery devam etti.
“Alınması gereken kitaplar var.”
“Ve tahmin edeyim ben kitapçıya yakınım..”
“Gideceksin değil mi?”
Svetlana sorudaki `kalk ve bana kitap olmaya git´ emrini duyarken, sırıttı. Eli hemen baş ucunda duran not defterine gitti. Genç kadının alınmasını rica ettiği kitapları yazarken hızla yataktan zıpladı. Sheridan’ın suratına telefonu kapatırken dolabında bulduğu siyah kotu ile onunla eş renkteki bluzunu üzerine geçirdi. Saçlarına bir şey takmaya gerek duymadan omuzlarından sarkıttı. Mavi gözlerinin altındaki halkaları büyü hilesi ile yok ederken kitapçıya cisimlendi. Stephan her zaman ki sevecenliği ile ona gülümserken genç kadın gülümsemeyi seneler önce unutmuş, hafif bir baş selamı ile karşılık verdi. Konuşmadan elindeki kağıdı masaya bırakırken içeri giren genç adam ile bakışlarını o yöne çevirdi.
“Merhaba Stephan. Bu gün nasılsın?”
Stephan ona bir şeyler mırıldanırken siparişlerini getirmek için uzaklaştı. Yanında dikilen genç adamın sesi kulaklarına dolduğu anda mavi gözlerini kaldırarak adamı inceledi.
“Merhaba Bayan Svetlana..”
“Merhaba..”
Genç kadın sesinin pürüzsüz çıkmasına mutlu olurken, genç adam devam etti.
“Merhaba ben Gelecek Postası sahibi James Juny Potter. "
Svetlana ona gülümsemeye çalışırken genç adamı şöyle bir süzdü. Namını duymuşluğu vardı fakat hiç yüz yüze görüşmemişlerdi. Tam o sırada genç kadının istediği kitaplar geldi ve bu sefer kendinden daha emin, gülümsedi.
“Tanıştığıma çok memnun oldum Bay Potter.”
Genç adam gözlerine bakakalırken Svety hızla arkasını döndü. Suratındaki gülümseme daha da genişlemişti..