Essence Carter
Mesaj Sayısı : 11 Kayıt tarihi : 15/01/11
| Konu: Essence Carter. C.tesi Ocak 15, 2011 1:02 am | |
| Essence Carter. 22.
Karanlık… Ben, gökyüzündeyim, sözlerimse yeryüzünde saklı. Gökyüzü karanlık! Yeryüzüyse, aydınlık. Zaman hızla geçiyor, yakında ya gökyüzü aydınlanacak ya da yeryüzü kararacak. Zıtlıklar son bulmalı diyorlar… Umudum yok!
Aradan günler geçmişti, gene de dün gibi aklımdaydı. Üzerinde yalnızca bir pantolon vardı. Gökyüzüne bakıyordu. Hava'da tuhaf bir durum sezmişti ve içi tedirgindi. Hissedebiliyordum. Bir adım attı geriye, bir adım daha ve son bir adım. Üç adım gerisindeydi şimdi uçurumun. Atlamamalıydı bunu biliyordu, yapacak gibi görünüyordu ama emindim yapmayacaktı. Umutları olan tek kişi oydu evrende. Kimse kalmamıştı koca acıları unutup tekrar, umuda yelken açan. Kendi kendine konuşmaya başladı. Yaptığı yanlışları haykırdı, o korktuğu koyu mavi gökyüzüne. İstemiyorum dedi! İstemediği besbelliydi. Tanrısından kendisini affetmesini diledi, tüm günahlarını silmese de hafızasını silsin istiyordu. Onun ettiği bu dua, onun umudunu gösterdi bana. Arkasını döndü hızla. Beni gördü. Yaklaştı. Bir adım mesafe bıraktı aramızda ve durdu. Mükemmel bir bakış attı bana. Bu onun doğal hali olmalıydı. Hayatımda ilk kez bir erkeğin, ağladığını gördüm. Elim kalktı ister istemez, sildim gözyaşlarını. Elim yüzünde geziyordu. Utandım! Yanaklarımın kızardığını söyledi. Daha da utandım. Ağzını açtı. Bir şeyler söyleyecekti. Vazgeçti, geri kapattı. Bir kaşım havaya kalkmıştı. Tanımadığım birinin hareketleri ilk kez bana çok tanıdık geliyordu. Gözlerimi kapattım ve son kez bir dilek diledim içimden. Gözlerim ve ağzım kapalıydı fakat bağırıyordum. İçimden! Mutluluk diye... Sonra açtım gözlerimi yoktu. Gittiğine inanamadım, uçuruma koştum. Aşağıya baktım neredeydi? Sonra oturdum uçurum kenarına ve gökyüzüne baktım. " Sen misin tanrı? Daha tanışmama fırsat vermeden, neden aldın onu benden! Lanet olsun, tanrılığına. " Umuduma gölge mi düşürmek istiyordu? Her neyse... Yapmak istediği umurumda değildi, yaptığı çok acımasızdı. Beni bana mı göstermişti yoksa? O tanıdıklığı, aynaya bakmam gibi bir şey miydi? Bendemi uçurumun kenarına gelmiştim ve atlamadan geri gitmiştim. Ama farkım vardı... Benim gözyaşlarımı silecek hiç kimsem yoktu! Arkadaşlarımı, ailemi, olmayan sevgilimi son savaşta yitirmiştim. Günler kefenimi hazırlıyor da diyebilirdik. Kim bilir belki de onunda bir ailesi yoktu, yâda bir sevgilisi?
Ayağa kalktım. Tüm günümü yatakta geçiremezdim, onu düşünerek. Giyinmem gerekiyordu. Gardırobuma doğru ilerledim. Beyaz kulpu çekerek, açtım. Beyaz bir mini etek, siyah bir bluz, beyaz bir ceket çıkarttım. Siyah yarım botumu ve giysilerimi sakin bir tavırla giydim. Melankoli düşlerimi bırakıp, mutlu olmayı hak etmiyor muyum sizce? Bence duygular ne kadar karmaşık olursa olsun, içinden çıkılamayacak halde değildir. Aynalı makyaj masamın önündeki koltuğa oturdum. Beyaz çekmecemden, siyah bir göz kalemi çıkarttım ve gözlerime tüm titizliğimle sürdüm. Açık kestane rengindeki saçlarımı sağ tarafıma attım ve sağ elimle saçlarımı taradım. Saatime baktım. Zamanım daralıyordu ve gitmem gereken bir iş görüşmem vardı. Saçlarımı ayna karşısında hızla düzelterek kendime çeki düzen verdim. Kapıya doğru ilerledim ve kapının kulpunu sağ elimle çevirerek kapıyı açtım.
*Devamını getirmedim, umarım yeterlidir sonuçta renklendirme, betimleme ve yazım hatalarına bakılıyor. Rol Oyununa bir yıl ara vermiştim üç dakika da ancak bu oluyor. =) | |
|
Anna Lizzie Malfoy Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Lakap : Liz, Ann. Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi. Mesaj Sayısı : 1529 Kayıt tarihi : 16/08/09
Özel Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Essence Carter. C.tesi Ocak 15, 2011 8:36 am | |
| | |
|