Eh,biraz acıyordu diyelim.3 kişiyle asasız başetmek kolay değildi.Ama onlar dağılınca Patrica'nın gülümsemesi her şeyin değer olduğunu anlatmıştı.İlerde insanın tanıdıklarına anlatabileceği türden bir karşılaşma olmuştu.
-Ben iyiyim ama sen şey... Ço-çok cesurdun"dedi Patrica.Sırıttım ve göz kırptım.Yanına oturdum.Öyle utangaç tiplerden değildim.Kendimi gayet iyi ifade edebilirdim.
-Başına bela açtığım için üzgünüm.
dedi Patrica.Önemli değil manasında başımı salladım.Ve gülümsedim.O da gülümsedi.İtiraf etmeliyim ki gülümseyince daha bir tatlı görünüyordu.Patrica gerçekten güzel kızdı.
-Söz konusu sen olunca...
Patrica birden kızardı.Aslında ben bile kızarmıştım.
-Bacağın nasıl?Çok acıyor mu?
-Ah,evet.Yani biraz.
-Hadi o zaman revire gidelim.Yürüyebilecek misin?
Tamam beklemeyi sevmeyen ani hareket eden bir insandım ama Pat buna alışık değildi.Tekrar gülümsedim.Pat da ayağa kalkmaya çalıştı.
-Tamam...
Pat'ı kollarıma aldım.Suratına tuhaf bir ifade yerleşti.Şaşırmış,utanmış,sevinmiş,garip bir şey...
-Jake-
-Bu halde yürüyemezsin."dedim ve göz kırptım.Gülümsedi.İşte bu güzeldi.Bir süre bakıştık.Daha sonra Hogwarts'a doğru kollarımda Patrica gitmeye başladım...