Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kötü Hatıralar..

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Simona Dmitrov

Simona Dmitrov


Lakap : Dora
Rp Sevgilisi : erkekler mi? hayır kalsın. Teoman ve M&M var. Aşklarım benim blah.
Mesaj Sayısı : 165
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimeSalı Ağus. 16, 2011 3:48 am



-Kader



Varlığına inanmak istemediği bir kavramdı bu. Yıllardır peşinden koşan korku ve yalnızlık kaderin ona sunduğu birer oyundu sanki. Kadere inanmak istemese de onu inkar etse de nefesini ensesinde hissediyordu her zaman. Varlığından haberdardı elbet. Onu da korkutan buydu. Geçmişinin ve kaderinin eline düşmekten korkuyordu. Annesi ve babası onu çok küçükken terk etmişti. Yalnız, savunmasız ve çaresizce öylece durabilmekten başka hiçbir şey yapamamıştı hayatta. Küçük bir kızdan hayata karşı ne yapması beklenebilirdi ki zaten? Yalnızlığından faydalanan olmuştu. Daha henüz çok küçükken insanların kirli yüzlerini, namussuzluklarını görmüştü. Bunu Travis'in eline düştüğünde anlamıştı. Bir çapulcudan, yağmacıdan iyilik görecek hali yoktu. O tam anlamıyla bir hırsızdı. Hiç düşünmeden çalardı. Eline düştüğünde ona da nasıl çalacağını öğretti ne yapması gerektiğini. Beraberinde onu da işlere götürüyordu. Eğitti. Onunla yaşamaya başladığından onu da tanımaya nasıl biri olduğunu görmeye başladı. Küçükken iyiyi ya da kötüyü birbirinden ayıramazdı ama iyi ve kötüyü tanıyınca neyin doğru neyin yanlış olduğunuöğrendi. İyi ve kötü. Evet bunları artık çok iyi biliyordu. Travis; para düşkünü, menfaatleri için her şeyi yapan biriydi. Sinsi ve zeki biriydi. Paraya olduğu gibi içki ve kadınlara da düşkündü. Açık kahverengi ve sarı tonlarında saçları vardı. Beyaz tenli, maviye çalan gözleri bir kutup kurdunu andırıyordu adeta. Onun karaktersiz ruhu -ruhu var mı bu da sorgulanmalı- Dora'yı da diğer kadınları sahiplendiği gibi sahiplenmek istedi. Henüz dokuzuna yeni basmasına rağmen böylesine kötü muameleye uğramaya maruz kalmıştı. Bunlar olmadan önce bir kaç küçük işkenceye de uğramıştı. Bir çocuk için hafif bir tokat büyük bir acı sayılırken Travis'in yaptığı o işkenceler ölüm sancıları olarak duyulurdu. Yine o geceyi hatırladı. Ona sahip olmaya çalışırken döktüğü gözyaşları, yalvarışları, haykırışları anımsadı. Elinden zar zor kaçabilmişti onun. Sürekli saklanması gerekiyordu. Kaçarken ardından neler dediğini hatırlıyordu. " Peşindeyim Dora. Sen benim kızımsın ve Cehennemin dibine de girsen seni bulacağım. Cehenneme gitsen de geleceğim. " Kulaklarını tırmalayan bu tiz ve korkunç ses gözlerini doldurdu. Başına ağrılar göğsüne ağrılar girdi. Kalbi yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Yıllar boyunca ondan saklanmayı başarmıştı ancak iki gün öncesine aldığı mektup üzere tekrar korkmaya başlamıştı. Travis'in Londra'ya geldiğinin haberini almıştı eski bir arkadaşından. Bu onun kaderi miydi? Geçmişi asla peşini bırakmayacak mıydı? Korkuyordu. Travis'i düşündü. Şimdilerde 26 yaşlarında olmalıydı. O zaman genç bir delikanlı sayılabilirdi. Dora bir an için tüm bu düşünceleri atmak istedi kafasından. Dışarıya da biraz rahatlamak için çıkmıştı halbuki. Hogsmeade köyüne girdiğinin farkına ancak Domuz Kafasının tabelasını görünce fark edebildi. Adımlarını Domuz Kafasına yöneltti. Kapıyı hafif itip içeriye girdiğinde birbirine karışmış içki kokularını geldi burnuna. İçerisi bir kaç cadı, büyücü ve öğrenciyle doldurulmuştu. Bir sandalye çekip oturdu. Garson olarak çalışan şişman kadına seslendi. "Kaymak Birası, lütfen." kaşlarını kaldırarak söylediği kaymak birası ona iyi geleceğini düşünüyordu. Her zaman iyi gelmişti ve yine iyi gelecekti.




Spoiler:


En son Isadora Navratil tarafından Perş. Ağus. 18, 2011 5:55 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassandra Malfrey

Cassandra Malfrey


Lakap : Nova, Nava ya da Shadow
Rp Sevgilisi : yok
Mesaj Sayısı : 42
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimeSalı Ağus. 16, 2011 3:36 pm

Zaman hızla akıp gitmişti. Düne göre daha az sıkıcı geçmişti. Dün iş yoktu ve sadece mezar taşlarını seyretmekle geçirmişti tüm vaktini. Arada bir ölülerle konuşurdu. Mezarlarından fırlayıp çaya gelmelerini beklemiyordu tabi ama..Onları kızdırmak istercesine küfürler savururdu. Karşılık veremeyeceklerini bildiği halde yapardı bunu bir mezarlıkta başka nasıl vakit geçerdi ki? Her sabah gelirken Gelecek Postası alır, o taştan duvarlarla sarılmış kulübede acı kahvesini içer ve gazete de tek bir kelime atlamadan baştan aşağıya okurdu. Baykuş sesleri yoğun olmak üzere, çeşitli hayvanların seslerini dinlerdi. Bütün günü boş geçerdi. Buna rağmen severdi burayı. Ölüler, sessizlik ve olabildiğince karanlık oluyordu burası. Bir deli için gayet iyi bir mekan sayılabilirdi. Konuştuğu ama pek cevap vermekten hoşlanmayan arkadaşları vardı. Yalnız sayılmazdı yine de. Yerin bir kaç metre aşağısında da olsa birileri vardı. Cennette ya da Cehennemde ama yine de birileri vardı. Bugün ölülerden başka birileri uğramıştı buraya. Yine birini son durağa getiren canlılar topluluğu..Omuzlarda tabut taşıyanlar, cenaze sahipleri..Bir tanesi kayından yapılma taht-ı revanın da gelmişti. Yine bir ölüm, yeni bir ölüm. Şu sıralar ölümlerin arttığını düşünüyordu. Yaşlılar yanı sıra gençler atlıyordu bu çukura. Öyle çoktu ki genç nüfusun ölümleri..Alay edercesine düşündü bir ara, yeni bir moda olabilir belki diye. Hayatın henüz tadına varacakken genç yaşta çekip gitmek..Evet duyunca her ne kadar kulağa üzücü gelse de bu onu önemsemiyordu. Umrunda değildi. Güzel, çekici bir bayanla tango yapmak varken Azraille neden vals yapmaya kalkarlardı? Umursama da kendince ölçüp tartardı olayları. Tanrı'nın adaletsiz davrandığını düşünürdü. Neden böyle yapardı ki? İçinden bir ses Tanrı'yı sorgulayamazsın diyordu. Bu tür düşüncelerini kenara bırakmayı seçti. Umursamaz tavrını takınarak kulübeden cenaze törenini izledi. Ve yine herkes gitti. Ölülerle yalnız kaldı. Bir an için, henüz mezara yeni giren kiraciya kulübesinden şöyle seslendi. "komşularına merhaba demelisin dostum." diyerek sırıttı.

Hava kararmaya yüz tutmuştu. Burada işi de kalmamıştı. Artık gidebilirdi. Ahşap bir sandalyenin üzerine asıl olan cübbesini giydi. Uzun kızıl saçlarını topladı ve onları gizlemek istercesine şapkasını taktı. Gece tekrar buraya gelebileceğini düşündü. Şimdi bir şeyler içmek için Hogsmeade köyünün yolunu tuttu. Uzun bir yol yürümüş olsa da akşam serinliğinde yaptığı bu yürüyüş ona iyi gelmişti. Yüzüne çarpan o esinti ensesini okşayarak geçiyordu adeta. Bu hoşuna da gidiyordu. Rüzgarı severdi, küçüklüğünden beri onu uzaklara götürmesini istediği bir araçtı. Köye girdiğini fark ettiğinde eski dostlarını -ki onun dostu pek fazla yoktur, bir kaç ayyaştan bahsediyoruz aslında - görmek için Domuz Kafasına doğru yöneldi. Dostları orda olmasa bile ne kaybedebilirdi ki? Hem dosta ne gerek vardı, Ateş viskisi oraya girmesi için büyük bir nedendi zaten. İçeriye girdi. Gıcırdayan kapıya aldırış etmeden ilerledi. Büyük bar tezgahına gitti. Parmaklarını sırasıyla tezgaha vurarak " Ateş viski-si. " demesiyle sıska çocuk kekeleyerek " Aaateş viskisi mi?" dedi. Garibine gitmişti. Sağır falan mıydı bu çocuk diye düşündü. Anlama özrü olabilir miydi? " Evet dostum, Ateş viskisi, Aateş. Evet Ateş viskisi istiyorum, viski!" dedi biraz alaycı tavırla. Mahcup olan genç bardağa içkiyi hazırladığından Cassandra ince parmaklarıyla kavradığını bardağı yudumlayıp bara göz gezdirdi. Cadı ve büyücüler dışında bir kaç öğrenci de dikkatini çekti. Özellikle tek başına oturan beyaz tenli sarımsı saçlara sahip olan kız. Memnuniyetsizliği yüzünden okunuyordu. Dünyaya lanet okuyan, nefret hatta korkunun harmanlanmış bir yüz ifadesi vardı. Ne olduğu umrunda değildi ama biraz sohbet ve muhabbetin sakıncası olmayabilirdi. Belki de ona eğlenecek bir şey bile çıkabilirdi. Kızın masasına doğru ilerledi. Hiç bir şey söylemeden kendine bir sandalye çekerek oturdu.

"Dünya güzel, yaşamak güzel, içki güzel ve sen somurtuyor musun? Derdin ne? Annen konsere gitmen için izin mi vermedi ya da şu adını bilmediğim adı her neyse son zamanların en iyi yazarı işte onun imzasını mı alamadın? " Biraz alaycı yaklaşsa da kızla konuşmaya çalışıyordu. Derdi ne olabilirdi ki? Lanet olası en azından her gün ölülerle konuşmak zorunda kalmıyordu neyi tasa edebilirdi ki?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Simona Dmitrov

Simona Dmitrov


Lakap : Dora
Rp Sevgilisi : erkekler mi? hayır kalsın. Teoman ve M&M var. Aşklarım benim blah.
Mesaj Sayısı : 165
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimeÇarş. Ağus. 17, 2011 11:46 pm



Kaymak birasını yudumladı. Dudaklarını ıslatıp boğazından ılık ılık indi midesine. Kaymak birasının tadını almayı seviyordu. Sarhoş eden bir etkisi yoktu tabi. Ateş viskisi kadar da sert değildi. Ama bununda iyi hissettirme niteliği vardı. Bu akşamı yalnız geçireceğini düşünmüştü. El çabukluğuyla bir sandalye çekip oturan genç bayanı görene kadar. Yüzündeki ifadeyi değiştirmemişti. Elindeki kadehi kavrayışını, tavırlarını süzdü. Fiziksel anlamda da gayet hoş alımlı bir bayandı. Biraz da karanlık bir tarafı vardı. Gizemli..Kısa bir süre sonra dudakları arasından kelimeler dökülüverdi. "Dünya güzel, yaşamak güzel, içki güzel ve sen somurtuyor musun? Derdin ne? Annen konsere gitmen için izin mi vermedi ya da şu adını bilmediğim adı her neyse son zamanların en iyi yazarı işte onun imzasını mı alamadın?"
Eğer bir annesi olsaydı en fazla Quidditch maçına bilet alamadığı için üzülürdü. Somurtur ve ergen tavırları takınırdı. Ama bir annesi yoktu ve böyle sorunları -ki bunlar sorun bile değil- önemseyecek lükse sahip değildi. Hayatta nasıl kalabileceği, Travis gibi belalı birinden nasıl saklanacağı ya da kaçacağı, okulda belli bir başarıya ulaşmak gibi mühim sorunları vardı. Bir konser ya da maç biletinden çok daha mühim sorunlar. Hogwarts onun bu hayatta ki tek kurtulma şansıydı. Mezun olmak ve mesleğini eline alması çok önemliydi. Bu hayatta tutana bileceği bir dal yoktu. Ona elini uzatan destek veren biri yoktu ve o da tek başına ayaklarının üzerinde durabilmeliydi. Aksi taktirde bu dünya onu çürütmekten başka bir şey yapmayacaktı. Genç bayanın, Dora'nın somurtması hakkında, bilmediği sorunları hakkında alaycı bir tavırla yaklaşmıştı. Hemen cevap vermek yerine kaymak birasından yudumlayıp biraz düşündü. Kısa bir süre konuşmaya başladı.-Ahh, evet sevgili annem konsere gitmem ve o güzel ipekten yapılma elbiseyi almama izin vermiyor. Şayet bir annem olsaydı size bu sorunlarımdan bahsedebilirdim bayan. Hatta bahsetmezdim. Bu tür sorunlarım bile olabileceğini sanmıyorum. Konserleri pek sevmem ve elbiselerle ilgilenmiyorum." diyerek söylendi. Genç kadının yüzünü süzdü. Bozulmayan bir yüz ifadesi, kendinden emin tavırları ve gözlerindeki o anlamını bilmediği ama hoşuna giden bakışlarını süzdü. Elleriyle saçlarını düzeltti ve dirseklerini masaya dayayarak konuşmaya devam etti."Görünüşe göre benimle konuşacak kadar da yalnızsın. Baksana ne bir selam verdiğin oldu ne selam aldığın. Yalnız biriyle neden oturup muhabbet edesin ki hem? Çokda eğlenceli değil hemde benim gibi biriyle. "Öyle bir izlenimi bırakmıştı Dora da. Böyle düşünmekte haklıydı. Konuşabileceği bir çok yetişkin cadı büyücü varken neden onun masasına oturmuştu? Bu şekilde muhattap olmasını garipsemişti. Sol parmağında yüzüğü düzeltti. Çocukken Travis'in yanında yaşarken çatı katından küçük bir sandıktan bulmuştu. Koyu yeşil bir taşı gri gümüşten yapılma alyansı vardı. Uzun ince parmaklarıyla masanın üzerinde duran bardağı kavradı ve dudaklarına dayadı. Hemen içmedi. Kadının yüzüne baktı. Kaşını kaldırdı ve gülümseyerek yudumladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassandra Malfrey

Cassandra Malfrey


Lakap : Nova, Nava ya da Shadow
Rp Sevgilisi : yok
Mesaj Sayısı : 42
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimePerş. Ağus. 18, 2011 4:46 am



"Ahh, evet sevgili annem konsere gitmem ve o güzel ipekten yapılma elbiseyi almama izin vermiyor. Şayet bir annem olsaydı size bu sorunlarımdan bahsedebilirdim bayan. Hatta bahsetmezdim. Bu tür sorunlarım bile olabileceğini sanmıyorum. Konserleri pek sevmem ve elbiselerle ilgilenmiyorum."

Hayat çok garipti. Dışarıdan baktığınızda insanların hiç bir eksik taraflarını göremezdiniz. Ama ralarına biraz sokulduğunuzda kimin neden mahrum olduğunu öğrenebilirdiniz. Cassandra, böyle bir sorunu olacağını tahmin edememişti. Onunda bir ailesi yoktu ve onu anlayabilirdi her durumda. Kızın söylediklerini duyunca ortam biraz drama boğulmuş gibi olsa da Cassandra ipleri bırakmadı. Durumu kurtarmak ve ortamı rahatlatmak adına sırıtıyor gibiydi. "Zaten elbiseler sana yakışmaz, iyi tercih." dedi gülerek ve yudumladı ateş viskisinden. Kızın yüzündeki gülümsemeyi de görünce bir nevi rahatlamıştı. Şakayı bir yana bırakarak konuşmasına devam etti. "Peki, o nerede? Yani annen öldü mü? " Kızdan bir cevap alamadı hemen. Bardağını kafasına dikerken gördü onu. Biten bardağı tahta masaya bırakıp ıslanan dudaklarını diliyle yaladı kız. O sırada kafasını kaşıdı. Tırnağını dayadı derisine yolacakmışcasına bastırdı. Diğer eliyle de işaret edip seslendi garsona. "Heey, Sırıks bardakları fulle. İçersin değil mi ıı..şey adın neydi? " diyerek sırıttı. Garson çocuğa uzun boyundan ince vücudundan dolayı Sırıks adını vermişti. Bu lakap ona cuk oturmuştu hatta. Kızın adını öğrenme fırsatı da yakalamıştı. Ta bi o da adını lütfederse öğrenecekti.
"Görünüşe göre benimle konuşacak kadar da yalnızsın. Baksana ne bir selam verdiğin oldu ne selam aldığın. Yalnız biriyle neden oturup muhabbet edesin ki hem? Çokda eğlenceli değil hemde benim gibi biriyle." "Haha, ben mi? Ben mi yalnızım? Hadi yapma milyonlarca arkadaşım var benim. Aslında onlarla çok eğlenceli sayılmazlar. Konuşmaya yeltenmezler. Pek ortalarda da görünüyor sayılmaz ama nerede yattıklarını biliyorum ya. Yalnız değilim. Her neyse..Ailen Londrada mı? "dedi. Annesi olmayabilirdi ama bu kızın bir büyüğü vardır elbet diye düşündü. Cassandra genç kıza sorular sormaya devam ederken Sırıks lakaplı garson geldi ve siparişleri masaya bırakarak uzaklaştı. Bardak ağzına kadar doluydu ve yudumladı içkisinde. O sırada kızında tavırlarını süzüyordu. Biraz soğuk gibiydi. Bunu normal karşıladı tabi. Yabancıydı o. Soğuk davranacaktı tabi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Simona Dmitrov

Simona Dmitrov


Lakap : Dora
Rp Sevgilisi : erkekler mi? hayır kalsın. Teoman ve M&M var. Aşklarım benim blah.
Mesaj Sayısı : 165
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimePerş. Ağus. 18, 2011 5:44 am



"Zaten elbiseler sana yakışmaz, iyi tercih." Soğuyan havanın buzları çözülmüş gibiydi bu espiriyle. Tebessüm etti Isadora. Tahta masaya ritim tutarcasına vuruyordu. Oturduğu sandalyede eğik duran bedenini, belinden düzelterek dik oturdu.Sırtındaki kemikler hafif hafif yanıyordu sanki. Bu kadının, kendisiyle neden konuşma çabasına girdiğini anlamamıştı. Niye konuşurlardı ki? Garipti. Kendisi kendinden küçüklerle pek muhattap olma taraftarı değildi, bu yüzdendi galiba. İnsanlara, kendi gözünden bakıyordu bu da uyuşmazlıklara neden oluyordu kendince. "
Peki o yani annen nerede öldü mü? Heey, Sırıks bardakları fulle. İçersin değil mi ıı..şey adın neydi?" diyen genç bayana gülümsedi. Çok rahat biriydi. İstediklerini söyleyebiliyordu. Alaycı olsa da hoşlanmıştı ondan. Davranışlarından..Isadora'da alaycı biriydi tabi. İnsanlarla alay etmeye bayılırdı. Cassandra da alay ediyordu ve aslında Isadora'nın ona olumlu bakmasını sağlıyordu. Kafasını salladı teşekkür edercesine, içmek istediğini söylercesine. Yine düşürmedi gülümsemesini o güzel yüzünden. Hem ikinci kaymak birasının parasını başka birinin ödeyecek olmasına bile sevinmişti. Bardakları doldurmaya giden garson masadan uzaklaşmasıyla Dora genç kadının ilk sorusunu sonraya bırakarak konuşmaya başladı. "Adım Isadora Navratil. Ayrıca içki için teşekkür ederim. Annem, bilmem. Ne halt ettiğini ya da ona ne olduğunu bilmiyorum. Artık umrumda da değil zaten. " dedi. Böyleydi artık. Bundan bir kaç sene önce onca ona, onlara ulaşmaya çalışmıştı ama..Şimdilerde umursamıyordu onları. Düşünceleri çok değişmişti. Bunca zamana kadar öylece bırakıp gittikleri evlatlarını bir gün olsun merak edip aramamışlardı. Bundan sonra da aramalarını beklemiyordu o. Madem böyle yalnız bırakacaklardı niye doğurmuştu ki niye dünyaya gelmesini sağlamışlardı.? Oluşumunun bile bir kaza olduğunu düşünüyordu. Bunlar için anne ve babasını önemsemeyezdi önemsemeyecekti de. "Haha, ben mi? Ben mi yalnızım? Hadi yapma milyonlarca arkadaşım var benim. Aslında onlarla çok eğlenceli sayılmazlar. Konuşmaya yeltenmezler. Pek ortalarda da görünüyor sayılmaz ama nerede yattıklarını biliyorum ya. Yalnız değilim. Her neyse..Ailen Londrada mı?" "Bir annem yok, babam yok. Ailem diyebileceğim kimsem yok. Öldüler mi kaldılar mı bilmiyorum. Çok çok küçükken bıraktılar beni. Umrumda da değil hiçbiri. Neredeyse nasıl büyüdüğümü dahi hatırlayamıyorum. Lilian hala vardı sadece bana onun baktığını biliyorum ve o da ben 7 yaşındayken falan öldü. Ve şimdi sadece Isadora Navratil var. Beni boşverelim. Senin adın ne? Ne enteresan arkadaşlarmış ya. Kim ki onlar? Peki ne iş yapıyorsun? Şifacı falan mısın ya da Rocker gibi bir şey misin? Saçlar falan oldukça havalı da." dedi ve garson servisleri getirdi. Konuşmaktan kuruyan boğazını daha masaya inmeden tepsiden kaptığı kaymak birasıyla ıslattı. Muhabbeti sevmeye başladı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassandra Malfrey

Cassandra Malfrey


Lakap : Nova, Nava ya da Shadow
Rp Sevgilisi : yok
Mesaj Sayısı : 42
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimeCuma Ağus. 19, 2011 4:30 am

""Adım Isadora Navratil. Ayrıca içki için teşekkür ederim. Annem, bilmem. Ne halt ettiğini ya da ona ne olduğunu bilmiyorum. Artık umrumda da değil zaten. "
diyen kızın dinledi. Navratil, Navratil..Sanki bu soyadına bir aşinalığı vardı. Ama yine de daha önce duymadığına emindi. Isadora Navratil. Güzel bir ismi vardı kızın. Garip bir hayatı vardı. Bir annesi yoktu. Bu yaşlarda annesinin olmaması kötü bir durumdu. Ailesi olsaydı bile annesinin boşluğunu kimse dolduramazdı. Kendinden biliyordu çünkü. Gerçi ailesi yoktu onunda. Daha kötüydü. Her şeyden mahrum yetişmişti. Sevgiden, aile ortamından. Cassandra, bu genç kızın en azından bir ailesi olabileceğini düşündü ta ki çenesini açıp ona soru soruncaya kadar. "Bir annem yok, babam yok. Ailem diyebileceğim kimsem yok. Öldüler mi kaldılar mı bilmiyorum. Çok çok küçükken bıraktılar beni. Umrumda da değil hiçbiri. Neredeyse nasıl büyüdüğümü dahi hatırlayamıyorum. Lilian hala vardı sadece bana onun baktığını biliyorum ve o da ben 7 yaşındayken falan öldü. Ve şimdi sadece Isadora Navratil var. Beni boşverelim. Senin adın ne? Ne enteresan arkadaşlarmış ya. Kim ki onlar? Peki ne iş yapıyorsun? Şifacı falan mısın ya da Rocker gibi bir şey misin? Saçlar falan oldukça havalı da." dedi genç kız. Kızın karşısında şaşırdığını belli etmemek için çabaladı. Ona rağmen mimiklerini gizleyemedi. Evet gerçektende garipti. Aynı masada aynı kaderi paylaşan iki genç kız. Cassandra bir an için kendisine benzetti kızı. Hayata karşı tutumu ve tavrı. Tek başına ayakta durabilmeye çalışıyordu ve herşeye rağmen yine bunları kendince çok sorun ediniyor gibi görünmüyordu. İçten içten ısınıyordu bu kıza karşı. Kimsesi olmayışı, hali tavrı onu yavaş yavaş tanımaya başlayınca gözlemleyince kendini görmeye başladığının farkına vardı. Evet, bu kızda kendini görebiliyordu. Bu yüzden ona karşı ısınmıştı belki de. Cassandra kimseye bu kadar kısa bir süre de ısınmazdı. Alay etmek ve eğlence için göz önünde bulundururdu insanları ama bu farklıydı. Bu kızın hayatı etkilemişti onu, çünkü kendi yaşadıkları onu çok etkilemişti. Dejavu gibiydi aslında.Sadece bunu bir başkası yaşıyordu. Neredeyse aynı sayılabilecek bir karakter aynı olayları aynı hayatı..Masanın üzerinde bulunan kadehteydi eli konuşma boyunca. Ne kadehi ağzına götürmüştü ne de masada bir milim dahi oynatmışı. Kendini kızın konuşmasına odaklamıştı. Pür dikkat onu dinliyordu ki konuşması bitince anca ateş viskinin farkına varmıştı. Yudumladı içkisinden. Bu kez boğazını yakarak geçmişti. Konuşmaya başlayacaktı ki ilk önce boğazını temizlemesi gerektiğini anladı. Boğazını temizleyerek başladı." Wouw. Peki son bir şey daha sormak istiyorum. Nerede yaşıyorsun? Yani evin falan değil mi? Lilian mıdır nedir hala dediğin o kadın ondan kalma bir ev vardır mutlaka. dedi ve kızın diğer sorularını yanıtmak adına konuşmaya başladı." Ben Malfrey. Cassandra Malfrey. Evet arkadaşlarım gerçektende öyledirler. Kim olacak tabi ki mezardaki kiracılarım. Ayrıca harika bir mesleğim yok. Şifacı falan da değilim. Ne devlet dairelerinde çalışıyorum ne de herhangi bir hükümet mensubuyum. Rocker da değilim. Saçlarımın böyle olduğuna bakma bir kaza sonucu böyle oldu ama ben memnunum bana yakışıyor. Ben şeyim, bir mezarlık bekçisi" dedi kaşlarını kaldırdı yüzünü mimikleriyle sevimli bir hale getirdi ve içkisinden yudumladı. "Eğer istersen seni arkadaşlarımla da tanıştırabilirim" dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Simona Dmitrov

Simona Dmitrov


Lakap : Dora
Rp Sevgilisi : erkekler mi? hayır kalsın. Teoman ve M&M var. Aşklarım benim blah.
Mesaj Sayısı : 165
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 20, 2011 4:28 am



." Wouw. Peki son bir şey daha sormak istiyorum. Nerede yaşıyorsun? Yani evin falan değil mi? Lilian mıdır nedir hala dediğin o kadın ondan kalma bir ev vardır mutlaka. Ben Malfrey. Cassandra Malfrey. Evet arkadaşlarım gerçektende öyledirler. Kim olacak tabi ki mezardaki kiracılarım. Ayrıca harika bir mesleğim yok. Şifacı falan da değilim. Ne devlet dairelerinde çalışıyorum ne de herhangi bir hükümet mensubuyum. Rocker da değilim. Saçlarımın böyle olduğuna bakma bir kaza sonucu böyle oldu ama ben memnunum bana yakışıyor. Ben şeyim, bir mezarlık bekçisi."



Genç kadın cümlesine son bir soruyla başladı. Cümlesine başladığından ona hemen cevap vermek için ağzını açacaktı ki La Row -Fransızlara özgü kızıl saçlı anlamına gelen bir kelime- konuşmasına devam etti. Isadora da zate dudaklarını kadehe yapıştırdı. Kaymak birasından yudumlarken, bira boğazından kaldı. Duydukları onu oldukça şaşırtmıştı. Aslında öksürüğe asıl neden olan şey genzine kaçmasıyla ama duydukları da körüklemişti öksürüğü. Cassandra Malfrey; oldukça alımlı bir bayandı. Güzel çekici.Isadora onun "Ben bir şeyim, Mezarlık bekçisi." derken şaka yaptığını düşünüyordu. Gerçekten böyle olmalıydı. Cassandra gibi birinin mezarlık bekçisi olabileceğini düşünmüyordu. Bu işler için genellikle orta yaşlı erkekleri uygun görüyordu. Mezardaki arkadaşlarım derken? Evet evet Cassandra kesin şaka yapıyordu. En azından Isadora böyle düşünüyordu.Öksürmesiyle masaya biraz biradan püskürtmüştü. Garsona el işaretiyle masaya silmesi gerektiğini bildirdi. Öksürüğü geçince kendine gelebilmek adına kaymak birasını dikti kafasına. Bardağı masaya sertçe koydu. Hafif bir kahkaha patlattı. "Ciddi olamazsın. Yani şaka yapıyorsun değil mi? Evet evet sadece şaka yapıyorsun ama şunu söyleyeyim inanmamı bekleme sadece güleceğim, hehe." dedi gülerek. Cassandra'nın yüzüne baktığında pek şaka yapar gibi bir hali yoktu. Kaşları kalkık, ağız çevresine yayılan hafif bir tebessüm vardı. Bir kez daha Cassandra'nın sesini duydu. "İstersen seni arkadaşlarımla da tanıştırabilirim." bu kadın gerçekten ciddiydi. Dora hayrete düşmüştü. O şimdi bir mezarlık bekçisi miydi? Bunu teklif ettiğine göre kanıtlayacak bir şeyleri var demekti. "Tabi neden olmasın. Hem işinin hem arkadaşlarının gerçekliğine inanırım bende. Ayrıca ilk sorduğun soruya cevabım şu. Ev falan yok. Hogwarts'tayım. Okul kapanınca bir yerlerde çalışıyorum dükkanlarda sabahlıyorum falan. Böyle yani. " dedi çevresini süzerek. Şöyle tekrar bir düşündü. Cassandra gibi bir kadının neden şifacılık gibi ona göre uygun bir meslek seçmek yerine mezarlık bekçisi olmak gibi bir meslek seçti, anlayamadı. Garipti. Hem hayatı hem de kendisi de garipti Isadora için. Sırıtarak devam etti Isadora " Hahah amma garip bir hayatın var yahu. Güzel bir mezarlık bekçisisin. Ölüler sana aşıktır kesin. Çok garipsin Cassandra.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassandra Malfrey

Cassandra Malfrey


Lakap : Nova, Nava ya da Shadow
Rp Sevgilisi : yok
Mesaj Sayısı : 42
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 20, 2011 5:26 am

"Ciddi olamazsın. Yani şaka yapıyorsun değil mi? Evet evet sadece şaka yapıyorsun ama şunu söyleyeyim inanmamı bekleme sadece güleceğim, hehe. Ev falan yok. Hogwarts'tayım. Okul kapanınca bir yerlerde çalışıyorum dükkanlarda sabahlıyorum falan. Böyle yani."

Yaşına rağmen kafa kızdı. Cassandra sevmişti bu kızı. Bir şifacı bir profesör olmasını bekliyordu ya da içki dükkanı sahibi falan. Beklediği şey olmayınca çok şaşırmıştı. Aslında şaşırmasına Cassandra da hak vermiyor değildi. Kız konuşmaya devam ettikçe Cassandra'nın bu kıza karşı olan merakı, ilgisi daha artıyordu. Bu akıl almaz bir şeydi. Kaçındaydı henüz o? Bu ayakta kalma mücadelesi harikaydı. Azmi hayata karşı direnmesi..İşte buydu! Takdire şayan bir şeydi. Yaptıkları ve şuan yapıyor olduğu şeyler..Yaşına rağmen kendi hayatını idame ettirebiliyordu. Bir evi bile yoktu. Kalacak sabit bir yer yok, aile yok. Kimse yok. Sadece kendisi vardı. "Hahah amma garip bir hayatın var yahu. Güzel bir mezarlık bekçisisin. Ölüler sana aşıktır kesin. Çok garipsin Cassandra." diyen kıza baktı. O da karşılık olarak bir yüksek sesli bir kahkaha patlattı. Ateş viskisini bir dikişte bitirdi. "Bana diyene bak hele. Ben bir mezarlık bekçisi olabilirim tamam garip ama yine de seninki kadar olmaz değil mi? Senin hayatın garipliklerle dolu. Birde bana diyorsun. "dedi gülümseyerek. Kadehin boşaldığını fark edememişti ki kendisi tekrar ağzına dayadığında bir iki damla viskiden başka bir şey gelmemişti. Hayal kırıklığıyla geri bıraktı masaya bardağı. Artık hesabı ödemesi gerektiğini düşündü. Isadora'nın da son yudumlarını içtiğini görünce Sırıks olarak lakap taktığı garson çocuğa el işareti yaparak hesabı istedi. "Eğer gerçekten gelmek istersen gidelim benim mekanıma. Hem gerçekten bir mezarlık bekçisi olduğuma inandırırım seni hem de biraz daha sohbet eder bir şeyler içeriz o harika manzara doğru. Ne dersin?"
Garson hesabı getirdiğinde ödemeyi yaptı. Sandalyesini masadan geriye doğru iterek kalkmaya hazırlandı. Cassandra, aile hayatı olmadığı gibi bir aile diyebileceği herhangi biri de yoktu. Bir an için düşündü. Isadora gibi neredeyse hayatları birbirinin aynı olan biriyle neden daha yakın olmuyorlardı? Bir kız kardeşi de yoktu. Olsaydı güzel olabilirdi diye geçirdi içinden. Aynı kandan değildi elbet tam anlamıyla kardeş olamazlardı ama bağlar yeterdi..Hissedebildikten sonra bir aile olunabilirdi belki. Bu düşünceyi bir köşeye bıraktığından Isadora'ya baktı. Gülümsedi. Daha önce hiç içten gülümsemediği gibi içten gülümsedi ona. Cassandra aslında böylesine sert yapıdaki birinin böylesine sıcak içten gülümsemesi, daha bugün tanıştığı birine böylesine içten duygular hissetmesi garipti. Birden bire kontrolünü yitirmişcesine konuşmaya başladı. "istersen benimle de kalabilirsin. Yani dükkanlardan daha iyidir benim yerim. Evimde var sayılır ama Londra dışında. Yani benim için sorun olmaz hem bende yalnızım biliyorsun hem bana arkadaş olursun hem bir yerde kalmak için para ödemek zorunda kalmazsın ya da tahta masaları üzerinde uyumak zorunda kalmazsın. " dedi. Ne? Ne dediğini kulağı duymuyordu, evet. Uzakta bir akrabası olan Damien'ı bile kabul etmemişti oraya hem sadece güncük kalacak olmasına rağmen. Bir kaç saat öncesine tanıdığı birine teklif ediyordu şimdi bunu. Cassandra, ne yapacağı bilinmez biriydi. Ne söyleyeceği de öyleydi. Ama dilini birden kontrol edemedi gibi oldu. Garip bir güç tarafından söyletilmiş gibiydi adeta. Ama bu sözler ne zorla söylenmiş ne de bir güç tarafından söyletilmişti. Bu sözler yürekten gelmiş dudaklar arasından çıkmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Simona Dmitrov

Simona Dmitrov


Lakap : Dora
Rp Sevgilisi : erkekler mi? hayır kalsın. Teoman ve M&M var. Aşklarım benim blah.
Mesaj Sayısı : 165
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 20, 2011 7:02 am

"Bana diyene bak hele. Ben bir mezarlık bekçisi olabilirim tamam garip ama yine de seninki kadar olmaz değil mi? Senin hayatın garipliklerle dolu. Birde bana diyorsun."
"Anlaşıldı ikimizin hayatı da garipliklerle dolu. İkisi de birbirinden farksız. " dedi. Bir saat öncesinden burada öylece oturup bir iki bardak bir şey içip geri gideceğini o monoton hayatına geri döneceğini düşünmüştü. Aslında yine öyle olacağını düşünüyordu. Bu keyifli sohbet elbette bitecekti masadan ayrıldığında bir saatlik bu eğlenerek geçirdiği zamanı burada bırakarak gidecekti. Böyle umuyordu Isadora. "Aslında bakarsan garip marip bir hayat diyoruz ya..Ben bir hayatımın olduğunu bile düşünmüyorum." dedi buruk bir gülümsemeyle. İkisi de suskun kaldı. Cassandra, hesabı ödemek için garsonu çağırdı. El işaretini gören Garson masaya geldiğinde yeterli miktarda parayı ödeyip masadan ayrıldı. Ellerini masanın üzerine koydu Cassandra. Güzel elleri ve düzgün kesilmiş tırnakları vardı. Masanın üzerindeki ellerine baktı. Yenmiş tırnaklar ve yapısı bozuk eller..
"Eğer gerçekten gelmek istersen gidelim benim mekanıma. Hem gerçekten bir mezarlık bekçisi olduğuma inandırırım seni hem de biraz daha sohbet eder bir şeyler içeriz o harika manzara doğru. Ne dersin?"
İlk başta söylediğinden nezaketen öylesine söylemiş olduğunu düşünmüştü. Ama ciddi bir şekilde tekrarlayınca gerçekten çağırdığını, davet sunduğunu anladı. "Tabi. harika olur biraz daha vaktim var benimde zaten. " diyerek bu daveti kabul etti. Bu keyifli sohbetin biraz daha uzayacağına sevindi. Cassandra ile konuşmak güzeldi. Onu çok iyi tanımasa da ondan yaşça büyük olsa da onunla bir şeyler paylaşıyor olması hoşuna gitti. Daha önce bu şekilde kimse ile ilişki kurmamıştı. Cassandra..Cassandra..Konuşmasını henüz bitirmişti ki Cassandra masadan kendini uzaklaştırırcasına sandalye ile geriye doğru çıkarak konuşmaya başladı."istersen benimle de kalabilirsin. Yani dükkanlardan daha iyidir benim yerim. Evimde var sayılır ama Londra dışında. Yani benim için sorun olmaz hem bende yalnızım biliyorsun hem bana arkadaş olursun hem bir yerde kalmak için para ödemek zorunda kalmazsın ya da tahta masaları üzerinde uyumak zorunda kalmazsın.Ciddi miydi? Evet. Davet üzerine bir davet.. Isadora başka güzel bir teklif daha aldı ondan. Reddedemeyeceği bir şeydi bu. Reddedemezdi. Başka şansı da olmayabilirdi. Mezarlk manzaralı bir çatı olan dört duvar olabilirdi ama yine de o kaldığı dükkanlardan bin kat daha iyi olabileceğini düşündü. İçinde garip bir kıpırtı vardı. Yeni bir olacaktı. Onun yaşadığı, sabit bir yer. Hem çıkarlarını gözetiyor hem manevi olarak ihtiyaçlarını karşılayan bir şeydi aslında bu. Bir aile olmasa da öyle hissedebilirdi. Hem Cassandra da olacaktı yanında. Onun muhabbetin alaylarına doyacaktı. Her şeyin daha iyi olacağını düşündü. Aklından en ufak kötü bir şey geçirmedi. Bir başkası olsaydı belki geçirebilirdi ama nedense tek bir kötü fikir bile gelmedi aklına. Cassandra'yı tanımıyordu. Belki Cassandra ona zarar verebilirdi böyle bir ihtimalde vardı ancak kaybedecek neyi vardı ki? En ufak bir şüphe dahi duymadan konuşmaya başladı."Bu benim geri çeviremeyeceğim harika bir davet. Bunları neden yapıyorsun bilmiyorum ama gerçekten teşekkür ederim. Kalacak bir yerim dahi yoktu ve bu harika oldu. Sana minnettarım, Cassandra. Orayı görmek için sabırsızlanıyorum. Bu arada kalksam iyi olacak. Çok fazla zamanım var sayılmaz. Mekanına gidebiliriz. " dedi gülerek. Sandalyeden kalktı ikisi de. Masa sandalyelerini öylece bıraktılar. Isadora, Cassandra'yı takip ederek kapıdan çıktı. Kısa bir süre sonra ikisi de Hogsmeade'den ayrıldılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Simona Dmitrov

Simona Dmitrov


Lakap : Dora
Rp Sevgilisi : erkekler mi? hayır kalsın. Teoman ve M&M var. Aşklarım benim blah.
Mesaj Sayısı : 165
Kayıt tarihi : 15/08/11

Özel
Rp Puanı:
Kötü Hatıralar.. Left_bar_bleue86/100Kötü Hatıralar.. Empty_bar_bleue  (86/100)

Kötü Hatıralar.. Empty
MesajKonu: Geri: Kötü Hatıralar..   Kötü Hatıralar.. Icon_minitimeC.tesi Ağus. 20, 2011 7:12 am


Rol oyunumuz bitmiştir.
Cassandra Malfrey xx Isadora Navratil
Kötü Hatıralar.. 100_imagine_thatxxxKötü Hatıralar.. ICONATOR_7938336dcb89156adba5fce68e03460a




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kötü Hatıralar..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kötü Karşılaşma
» Kötü Bir Günün Sonu
» Arkadaşınıza Yaptığınız En Kötü Şaka
» Kötü İnsan Ama Halesi Halen Var

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Role Play Geçmişi-
Buraya geçin: