Öğleden sonraki vakitlerini kütüphanede kitap okuyarak geçirmeyi severdi Franclés. Gün boyunca yapacak pek bir şey bulamazdı. Ödevleri yapar, derslerini tekrar ve hoşuna gidebileceğini düşündüğü kitapları okurdu. Kütüphaneye geldiğinde neredeyse kimse yok gibiydi. En son sırada oturan Ravenclaw öğrencisinden başka kimse yoktu. Rahat olabileceği bir masaya geçti. Çantasını masanın üzerine bırakarak düşündü. Ne yapabilirdi? Çantanın içinden boş çizgisiz bir defter çıkardı. Defterin kapağını açtı. Öylece bakıyordu. Elinde tükenmez bir kalem vardı ve kağıdın köşelerini karalamaktan başka bir şey yapmadı. Daha sonra anlamsız şekiller çizmeye başladı ki daha sonra onun bir erkek sureti olduğu belli oldu. Resim bittikten sonra şöyle bir inceledi. Genç bir erkek. Saçları alnını kapatıyordu. Sivri bir burnu ve elmacık kemikleri vardı. Fransızları andırıyordu sanki. Francléste iyi bir öğrenci olduğu gibi güzel yeteneklere de sahipti. Tam olarak profesyönel sayılmasa da güzel resim çizebiliyordu. Çizdiği her bir çizgi güzeldi neredeyse. Gözlerini kapattı. Şarkılar mırıldanmaya başladı.
"The dark is rising and the day keeps falling
Our fire is burning and the wind keeps calling
So fill your glasses and prepare to fight
Let's all drink up and ride tonight
"