Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Em'Ly. Puan Yükseltme.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Em'Ly Clara Traddles




Rp Sevgilisi : Hiç bir fikrim yok.
Mesaj Sayısı : 5
Kayıt tarihi : 25/08/11

Özel
Rp Puanı:
Em'Ly. Puan Yükseltme. Left_bar_bleue89/100Em'Ly. Puan Yükseltme. Empty_bar_bleue  (89/100)

Em'Ly. Puan Yükseltme. Empty
MesajKonu: Em'Ly. Puan Yükseltme.   Em'Ly. Puan Yükseltme. Icon_minitimeCuma Nis. 27, 2012 11:00 pm

Puanlandıktan sonra silinmesini rica ediyorum.

Yutkundu. Şimdi beyninin içinde milyonlarca farklı ses tonu, mırıldanıyordu. Sakin, bulanık ve hızlı bir şekilde. Her biri, bir kıymığın insanın derisine girdiği an verdiği acı gibiydi. Ürperdi. Öyle küçük, savunmasız seslerdi ki. Sadece çoktular. Birleşmişlerdi ve yaptıkları baskı tahammül edilemezdi. Her bir yağmur damlasının toprakla buluştuğu anda onlarda kızın beynine hücum ediyorlardı. İsteksiz ama mecburdular. Sırılsıklam vücudu, ağacın kabuk bağlamış bir yaraya benzeyen gövdesine dayanmıştı. Çok da rahat olduğu söylenemezdi ya, bu durum için idealdi. Saçları şekilden şekle giriyordu ve onları belli bir konumda tutmak da gayret harcamayı gerektiriyordu. Bu yüzden denemedi bile, onlara dokunmadı, istedikleri şekli alabilirlerdi. Üzerindeki kot pantolonu ıslaklığından ağırlaşmıştı, zor taşıyormuş gibi gözüküyordu. Bluzunun da bir farkı olduğunu söylemek güçtü. Vücudunun her hattını belli eden giysileriyle, yağmurun altında, yaşlı bir ağaca yaslanmış, muhtemelen bir daha görüşmeyeceği bir çocuklaydı. Karşısındaki çocuk damlacıkların ele geçirdiği siyah saç telleriyle, dudaklarını son kez Margaux’unkilerle buluşturdu ve geriye çekildi. Kararmış havada, yağmur damlacıklarının kapladığı beyaz yüzünde beklenti vardı. İstediği bir şeyler varmış gibiydi. Daha ileriye mi gitmek istiyordu? Pek de bir şey okunamadığına emin olduğu bakışlarını, çocuğun yüzünden çekti. Havada bol miktarda bulunan toprak kokusunun eşliğinde orayı terk etti. “Gitmem gerek, sonra görüşürüz… Sanırım.” Arkasına bakmadı. Onun ne düşündüğünü umursamıyordu. Aynı kim olduğunu umursamadığı gibi. Ayaklarını, yerdeki çamur birikintilerine daldırarak sadece yürüdü. Hızlıca ve düşünmeden.

Büyük siyah bulutlar su damlacıklarını özlem gidermek isteyen toprakla buluştururken, bir kayanın parçalanmasına yakın sesler çıkarıyorlardı. Kızın bakışları her seferinde gökyüzüne odaklanıyor, birkaç yağmur damlası göz kapaklarını yalıyor ve sonra kız tekrar eski haline dönerek yürümeye devam ediyordu. Sanki bu manzarayı bir daha göremeyecekmiş gibi arsızca çevresine bakınıyordu. Belki de, birinin onu burada görmesinden korkuyordu. Hem bıraktığı çocuğun peşinden gelme ihtimalini de göz ardı edemezdi ya. Fakat öyle olsaydı çoktan ona yetişmesi gerekmez miydi? Düşünmeyi bıraktı. Sadece toprağın kokusunu duyumsuyordu. Sadece gökyüzünden gelen o boğuk sesleri dinliyordu. Ve sadece önüne bakıyordu. Tabii bu durumda, az ilerisindeki devasa kayada oturan Maynard’ı da görmesi uzun sürmedi. Bir an duraksadı. Yanına gidip gitmeme konusunda tereddüde düştü. Ama sonra koşar adımlarla çocuğun yanına ulaştı. Kızdan pek de bir farkının olduğu söylenemezdi. O da ıslaktı, o da yalnızdı ve o da buradaydı. Kaymamaya özen göstererek, arkadaşının yanına ulaştı. Kayanın ıslaklığına aldırış edemeyeceği için kendini bıraktı ve çocuğun bakışlarına aldırış etmeden ona gülümsedi. Elbette ki, bu mutlu olduğunun bir göstergesi değildi. Şimdilik sadece şaşkınlığını temsil ediyordu. “Bir dahaki sefere bana da bir tane getirmeyi unutmazsın umarım.” Bakışlarıyla, Maynard’ın elindeki kaymak birasını işaret etse de buna gerek olmadığını biliyordu.

Çocuk onu, her zaman yaptığı gibi, uzunca bir süre süzdü. İzlenildiğini bilmek güzel şeydi. Bakışlar uzunca bir süre üzerinden ayrılmazdı. Bunu çevresindekileri etkilemek için kullanırdı. Gözler üzerindeyken, kendisini tüm dünyanın en güzel varlığı gibi hissederdi. O özenilerek yaratılmış bir varlıktı ve çevresindekiler de onu izlemek için oradaydılar. Bunu sağlayan şey sadece güzellikti. Sadece güzellik. Ve işte o ifade geliyordu; olmamış. Bunu hep yapardı. Margaux’u süzer ve sonra yüzünü buruştururdu. Maynard’ın tanıdık yüz ifadesinden sonra, biçimli burnunu büzdü. Küçük bir hayal kırıklığı tepkisiyle birlikte, çocuğun kolunu dürttü. "Bir dahaki sefere geleceğini haber edersen, mutfak emrinde olur bebeğim." “Bence o zamanı beklemeye gerek yok.” Munzur bakışlarını çocuğun çehresine asarken, aklından geçenleri okumak için hayal gücünü zorlamasına gerek yoktu. Hafiften asılmış kaşlar; canı bir şeye sıkılmış olmalıydı. Sürekli dalan gözler; kesinlikle bir şey üzerine düşünüyordu. Yani en azından Margaux onu rahatsız edene kadar durumun böyle olması gerekirdi. Ve son olarak, kaymak birası. Bu şey her neyse pek de olumlu olmadığı kesindi. Sorarsa anlatacağından şüpheliydi. Ya da anlatırken duyacağı rahatsızlıktan. Ama asıl soru şuydu ki, dinlemek istiyor muydu? Düşünceleri birbirleriyle yarışırlarken, kayanın sert zemininde oturduğu pozisyonu değiştirerek, bağdaş kurdu. Damlalar teninin üzerinden kayarken, bakışları gölün kızgın dalgalarının arasına dalmaya başladı.

"Hayret, şömine başında kıvrılıp yün yumağıyla oynayanlar arasında değilsin." Yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı. Bu kez zorla değildi. İstenmeden yaşanmamıştı. Şaşkınlıktan da değildi. Bu sadece olması gerektiği içindi. Olması gereken şeylerden birinin de şu anda yaşanıyor olması gibi. “Yüzüme bak Maynard, sence yapacak daha önemli işlerim yok mu?” Gözleri kısıldı ve yana doğru hafifçe kaydı, dudakları da onlara eşlik edercesine büzüldü. Ve sonra, düşünmeden devam etti. “Şu gördüğün güzelliğin kullanılması şart.” Sağ eliyle bedenini işaret etmişti. Ne demeye çalıştığını anladığını biliyordu. Aslında biraz ipucu olmadan da bunu çözebilirdi. Margaux’u tanıyan herkes bunu kolayca anlayabilirdi. Bu, ne zaman nereye gideceğinizi bilmeniz gibi bir şeydi. Maynard’ın elindeki kaymak birasını kapması bir saniye kadar sürmüştü. Dudaklarına çarpan sıvı, kızın susuzluğunu geçirdi ve titremesine neden oldu. Sonra pes eden bakışlarla çocuğa baktı ve şişeyi ona geri uzattı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Em'Ly. Puan Yükseltme. Left_bar_bleue100/100Em'Ly. Puan Yükseltme. Empty_bar_bleue  (100/100)

Em'Ly. Puan Yükseltme. Empty
MesajKonu: Geri: Em'Ly. Puan Yükseltme.   Em'Ly. Puan Yükseltme. Icon_minitimeSalı Mayıs 08, 2012 8:59 pm

Puanınız; 89. *acelem olduğu için puanlamayı yazamıyorum, daha sonra eklerim*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Em'Ly. Puan Yükseltme.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Puan Yükseltme
» Puan Yükseltme
» Puan yükseltme.
» Puan Yükseltme
» Marshall \ Puan Yükseltme

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Karakter İşlem ve İstek Geçmişi-
Buraya geçin: